Bir süre önce bir Avrupa gezisine çıktım. Bu gezim sırasında kimi zaman planlı, kimi zaman da vakit buldukça bazı müzeleri ve çocuklar için kurulmuş deney merkezlerini gezdim. Öncelikle kendi meraklarımı gidermek için gezmiş olduğum bu yerlerde çocukların fen ve teknoloji konularındaki eğitimi problemine yönelik bir bakış açısı geliştirebilmek ve devletlerin bu konularda yürüttüğü politikaları görmek için özellikle bazı konulara dikkat ettim.
Sözgelimi, Viyana’daki Doğa Tarihi Müzesi, Sofya’daki Dünya ve İnsan Müzesi özellikle çocuklara yönelik müzeler olmasa da, minik arkadaşlarımız unutulmamış ve onların merakını cezbedebilecek pek çok uygulamaya yer verilmişti. Frankfurt’ta ise EXPERIMINTA adlı bir bilim deney merkezi ise tamamıyla çocuklara yönelik hazırlanmıştı. Hatta öyle ki, tek başına bir yetişkin olarak içeriye girmek istediğim zaman resepsiyonda bana sırtı dönük olan kadın buna gülmüştü.
Her müzeyi, her merkezi gezerken aklımda tek bir soru vardı: Türkiye’de bu tip merkezler nerelerde var? Onların nitelikleri nasıl?
Ve nihayet geçtiğimiz haftasonu Eskişehir’deki Bilim Deney Merkezi ile Uzay Evi’ni, bugün de Şişli’deki bilim merkezini gezdim. Gezerken elbette bir çok konuyu karşılaştırma imkanı da buldum. Bu hususlardan kısaca bahsedeceğim. Detaylı bir değerlendirmeyi ise bir dosya yazısı olarak daha sonrasınra bırakmayı düşünüyorum.
Türkiye’deki bilim deney merkezleri
Her şeyden önce 1998 yılından bu yana Şişli’de faaliyet gösteren Şişli Belediyesi Bilim Merkezi’ni harikulade buldum. Bir deney merkezi olarak yapılanmış olan ana binadaki gezim etkinliklerinin yanısıra, bir çok atölye çalışması ile de çocuklar için muazzam bir bilim etkinlikleri yelpazesi sunuluyor. Fizik konu ve deneylerinin ağır bastığı merkezde özel olarak bir cam içerisine saklanmış birkaç türü de görmek mümkün. (Daha fazla bilgi için: www.bilimmerkezi.org.tr)
Eskişehir’de Nisan 2012’de faaliyete başlayan Bilim Deney Merkezi’nde ise yine fizik deneyleri ağırlıklı olmak üzere çok çeşitli aletler, rehberler eşliğinde gezilen salonda çocuklara sunulmuş. İlk etapta Ali Kuşçu, Albert Einstein, Marie Curie gibi bilim insanlarının sesli animasyonlarıyla karşılandıktan sonra hareketli dinozor modellerinin sergilendiği bir oda geziliyor. eski Türk bilim insanlarının yapmış olduğu makinaların gösteriminden sonra fizik deneylerinin izlenmesine geçiliyor. (Daha fazla bilgi için: http://www.eskisehirbilimdeneymerkezi.com/)
Her iki bilim deney merkezinde de rehberler size eşlik ediyor ve aletleri tanıtıyorlar… Ancak…
Frankfurt’taki EXPERIMINTA’DA çocukların serbestçe gezmesi ve istedikleri aletle istedikleri kadar istedikleri şekilde oynaması mümkün ve öğenciler, kendi öğretmenleri aracılığıyla geziyorlar. Özellikle istenmedikçe bir rehber eşlik etmiyor.
Şişli’deki Bilim Merkezi’nde ise, eğer merkez kalabalık değilse çocuklar EXPERIMINTUM’daki özgürlüğe sahipler. Fakat kimi zaman günde 800 kişiyi bulan ziyaretçi sebebiyle hafta içi yoğun zamanlarda çocuklara yine rehberler eşlik ediyor ve belli bir program dahilinde göreceklerini görüp çıkıyorlar.
Eskişehir’deki bilim deney merkezinde ise gezimler saatli. Çocuklar, saat başı başlayan gezi süresince rehberi takip etmek zorundalar. Programdan kopmamaları gerektiği için rehber müsaade etmedikçe aletleri deneme şansı bulamıyorlar. Bir aletle fazlasıyla ilgilendikleri kimi zaman ise kalabalıktan kopabiliyorlar.
Lakin merkezin yeni açılması dolayısıyla ilgi yoğun ve her seans, velileriyle beraber gelmiş kalabalık bir çocuk grubu tüm biletleri tüketiyorlar. Bu durum, şartlar sebebiyle gerçekleştirilen zorunlu bir uygulama ise, bu anlaşılır bir şey. Fakat bence tüm deney merkezlerinin Frankfurt’taki muadilleriyle aynı sistemi uygulaması, çocukların deneyleri ve sergi ürünlerini serbestçe, özümseyerek anlayabilmeleri için bence önem teşkil ediyor.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim; bir deprem ülkesi olduğumuz için her iki merkezde de yurtdışındaki muadillerinden farklı olarak birer deprem simülatörü vardı. Eşyaların sabitlenmesinin, panik yapmadan yere, doğru pozisyonda uzanmanın öneminin anlatıldığı simülatörler, hareketli bir platform üzerine inşa edilmiş gerçek odalar halindeler. Bu konunun unutulmaması ve çocukların bu konuda özellikle bilinçlendirilmesi takdire şayan.
Sabancı Uzay PEvi
Eskişehir’de, hemen bilim deney merkezinin yanında konuşlanmış olan uzay parkı tahminimin çok ötesinde bir seyir keyfi sunuyordu. Planetaryum şeklinde düzenlenmiş özel salonda, koltuklarınıza yatıp, tavana bakıyorsunuz. Az sonra ışıklar kapatılıyor ve kısaca uzay tarihine değinen, görsel olarak çok zengin kısa bir film oynatıldıktan sonra, gerçek zamanlı olarak gezegen ve yıldızların konumunu sağlayan üç boyutlu bir program aracılığıyla evrende ne kadar küçük bir yer teşkil ettiğimiz oradaki görevlilerce anlatılıyor.
Sadece Bilim & Teknik dergisinin verdiği yıldız haritasına bakarak, gökyüzündeki yıldızların konumunu bulmaya çalışan ve bundan heyecanlanarak astronom ya da astronot olmayı kafaya takmış bir çocuk olduğumu hatırlayınca düşünüyorum ki, bu imkanlara sahip olup bu görüntüleri izleyen çocuklar kimbilir ne hayallere kapılıyorlar!
Giderek bir bilim, kültür ve sanat şehri olan Eskişehir’in Türkiye’nin nitelikli, yetişmiş ve kendi alanlarında önemli işler başarmış müstakbel sanatçılarını, mühendislerini, astronotlarını vb. yetiştireceğini söyleyebiliriz.
Vakit kaybetmeyin…
Tüm bu imkanları sağladıkları ve görevlerini en iyi şekilde yerine getirdikleri için Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne, Şişli Belediyesi’ne ve orada Türkiye’nin ilk bilim merkezini kuran Türkiye Bilim Merkezleri Vakfı’na da özellikle teşekkür ederim.
Göreve geldiği günden bu yana Eskişehir’e karakter kazandıran ve üç seçimdir belediye başkanlığı koltuğunu hakeden Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşan sahip olduğu vizyonu için -naçizane- takdiri ve övgüyü hakediyor.
Her üç merkeze de finansal olarak destek olan sponsorlar da alkışı hakediyor.
Okurlarıma naçizane tavsiyem ise, çocuklarını bir an önce bu merkezlere götürmeleri ve onlara vizyon kazandırmalarıdır. Bir bilim merkezini gezip, görüp anlamış bir çocukla görmemiş bir çocuğun aynı bakış açısına olabileceğini söylemek çok zor.
Bu arada; Gaziantep’te de bir adet bilim merkezi ve gezegenevi bulunuyor. Kısmetse orayı da uygun bir zamanda ziyaret ettiğimde, seriyi tamamlamış olacağım.
Herkese iyi haftalar.
Bir yanıt yazın