TUSAŞ’ın halka arzı

05 Mart 2012
5 min read

Halka arz, şirketlerin sermayelerini arttırmada önem teşkil eder. Şirketlerin mali yapılarını güçlendirmek ve aktif finansmanını sağlamak açısından da tercih edilen bir yoldur.

Borçlanmak yerine bir kısım hissenin ihracı, şirket hisselerinin defter üzerindeki değerinden çok daha yüksek miktarlara satışı anlamına geldiğinden, daha avantajlı olduğu bir gerçek. Bir de artık borsaya kote bir firma olarak Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ilkelerine tabi olmanın ve bağımsız firmalarca denetleniyor olmanın doğru, dikkatli ve çok daha nitelikli yönetilme zorunluluğunu getirmesi gibi bir yan etki daha var.

2 Mart 2012’de Reuters ile duyurulan bir habere göre savunma sanayiimizin can damarı Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) halka arz ediliyor. İş Yatırım halka arzın yönetimi için yetkilendirilmiş durumda ve haber doğruysa herhangi bir değişiklik olmazsa halka arz 2013 yılında gerçekleşecek. Yaklaşık iki yıldır dile getirilen bu tasarı artık uygulamaya geçmiş görünüyor.

TUSAŞ oldukça büyük bir şirket. Gün geçtikçe de büyüyor. 2005 yılında millileştirilmesinden bu yana oldukça büyük projelerin altına imza attı ve ihtiyaç duyduğumuz savunma teknolojilerinin millileştirilmesinde, özellikle TAI’nin başarılı stratejisi ve canla başla çalışan alt sözleşme yöneticileri aracılığıyla küçük ve orta ölçekli savunma sanayii şirketlerinin büyümesi ve desteklenmesinde çok büyük rol oynadı. 2010 yılını 572 milyon USD ciro ve 90 milyon USD faaliyet kârı ile kapatan TUSAŞ, bu karın %50’sine yakınını Ar&Ge yatırımında kullanarak 2011 yılında da savunma sanayiimize büyük katkı sağladı. Bu rakamlar Türkiye’de İMKB’ye kote olan sanayi şirketlerinin büyük çoğunluğunun sahip olduklarından daha büyük rakamlar.

Yerli jetten, hava savunma füzelerine ve F-16 yazılımlarının millileştirilmesine kadar bir çok taşın altına elini koyacak olan TUSAŞ’ın kaynağa ihtiyaç duyduğu aşikar. İhtiyaç duyulan büyük bir kaynağı borçlanmadan ve risk almadan, üstelik çabucak elde etmenin yolu halka arz.

Şimdi asıl soru, halka arz işleminin hangi yollar gerçekleşeceği. Zira şirketler hisse senedi piyasalarına mevcut hissedarların sermayesini temsil eden senetleri kısmi ya da tamamen halka arz edebildiği gibi, yeni senetler ihraç ederek sermaye artırımı yoluna da gidebilir. Her iki yol da birlikte tercih edilebilir.

İkinci yol gerçekleşecekse ilave bir sorumuz yok, ama birinci yol seçilecekse TAI’nin ne kadarlık hissesinin halka arz edileceği ve bu hisselerin kimin payından gerçekleşeceği gibi yeni bir sorumuz daha oluyor. TUSAŞ’ın mevcut hisedarları %54,49 ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV), %45,45 ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ve %0,06 ile Türk Hava Kurumu (THK).

İş Yatırım’ın TUSAŞ adına SPK’ya başvurmasıyla birlikte bu detaylar belli olacak ve o zaman yeni bir yorum yapma şansımız doğacaktır.

2012 yılı beklentilerim: THY ve Air Bosna

2012 yılının ilk haftasında Airporthaber.com’da beklentilerimden bahsetmiştim. THY’nin, bilançosunda Air Bosna’yı daha fazla yük olarak tutmayacağını “tahmin edebiliriz” demiştim.

Nitekim de öyle oldu. Tabi, “ben demiştim” diye demiyorum. Yazı/Tura gibi bir şey bu. Ne söylenirse ½ ihtimal. Yazı ya da tura seçeneklerinden hangisinin geleceğine inanıyor olduğumuza göre bir tahminde bulunduğumuz gibi, THY için daha iyisinin ne olacağına dair naçizane bir düşünce idi.

Ancak bu THY’nin satın alma yoluyla büyüme stratejisinden vazgeçtiğini ya da vazgeçeceğini düşündürtmüyor bana.

Air Bosna kararı, bence biraz da siyasi ve duygusal sebeplerle alınmış bir karardı, zira Türkiye’nin o dönemdeki politikası “Neo-Osmanlıcılık” akımı doğrultusunda idi. THY’nin Air Bosna yatırımını takip eden aylarda, Başbakan danışmanı olan Ahmet Davutoğlu’nun Dış İşleri Bakanı olarak atanması ile birlikte bu vizyon resmiyet kazanmıştı.

“Komşularla sıfır sorun” politikasının askıya alındığı bu dönemde vizyon biraz revizyona uğramış görünüyor. Dolayısıyla Air Bosna’nın zarar eden THY’nin sırtında yük olarak kalmaya devam edeceğini öngöremezdik.

Ancak dediğim gibi: Tahmin…

Zira ben televizyona çıkıp, dolarla, altınla, bir çeşit menkul değerlerle ilgili tahminlerde bulunup, daha sonra ben demiştim diyenleri pek eleştiririm. Bunda matah bir şey yok. Ya çıkar, ya iner.

Ne diyelim… Hayırlısı olsun.

THY yine de satın alma yoluyla büyümeye devam eder, başka bir havayolu firmasının hisselerini alır ve siyasi tahminimi doğrularsa, birileri de çıkıp THY’ye “bu ne perhis bu ne lahana turşusu” demesin.

Açık Bilim 5!

Bir kaç bilim gönüllüsü olarak başlattığımız Açık Bilim çevrimiçi bilim dergisi tüm istikrarıyla devam ediyor ve beşinci sayısı da Mart ayının girmesi itibariyle yayınlandı.

Pan Am kabin memurlarının mecburi gülüşlerini de konu alan, Kerem Kaynar imzalı “Pan Am da olsa gülümse bana” adlı keyifli bir yazıyı özellikle okumanızı tavsiye etmek isterim. Ben de “Kumarda kaybeden, nerede kazanır?” ve “Hayat nasıl bir oyundur?” başlıklı iki yazı kaleme aldım.

Herkese iyi haftalar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir