Yılbaşlarını kutlamak insanın gelecek beklentilerine bir köşe taşı koyma ihtiyacından, ama daha da önemlisi yeni bir başlangıç yapabilme ümidinden kaynaklanıyor.
Böyle bir numaralandırma sistemi temel bir ihtiyaç. Aslında Dünya’nın güneş çevresindeki seyahatinin sosyal hayatımıza yansıması. Zira her sene içerisinde bir önceki yılın barındırdıklarına benzer şeyler barındırır. Mevsimler, yeni yıl dönümleri, yıllık vergiler, yaşgünleri, tatiller, bayramlar vb. Yılların işletmeler için ise bireylerden daha keskin bir anlamı vardır.
Madem astrologlar bile gezegenlerin, güneşin ve ayın konumlarına bakarak referansı olmayan ve kesin bir bilgiye dayanmayan kehanetlerde bulunuyor, bizler de kendi açımızdan “bazı göstergelere” dayanarak havacılık sektörü açısından “beklenti”lerimizi açıklayalım:
2012 yılı için sadece havacılık sektörünü değil, global ekonomiyi etkileyen bir resesyon beklentisi mevcut. Euro bölgesindeki darboğaz aşılmış olmadığından resesyonun AB kanadını oldukça zorlayacağına yönelik düşünceler önemini yitirmiş değil. BBC’nin önde gelen 34 ekonomistle yaptığı ankete 27 ekonomist katıldı ve bu ekonomistlerden 25’i aynı düşüncede.
“Zombi Bankalar” kitabının yazarı Yalman Onaran, ilave olarak Avrupa’da bir banka krizinden bahsediyor: 1990’ların sonunda ölü bankaları görmezden gelip idare eden Türkiye’nin 2001’de yüzleştiği krize benzer bir krizi Avrupa’nın da yaşamak zorunda olduğundan bahsediyor Onaran. Zira Türkiye, Japonya, ABD bu süreçleri atlattı. Sıra Avrupa’da.
Elimizdeki bu verilere bakarak şu tahminlerde bulunabiliriz: Avrupa’nın güney ülkelerinin borç batağı ve kuzeydeki ülkelerin sağlık hakları da dahil kamu harcamalarında ciddi kesintilere gitmesi yolcu pazarını vuracak. Avrupa’da hakim olan kriz havası da yaratacağı resesyonla kargo pazarını küçültecek.
IATA’nın Kasım raporuna göre 2011 yılı Kasım ayında bir önceki yıla göre yolcuda %4.3, kargoda ise %3.1’lik bir düşüş söz konusu oldu. Ayrıca IATA, Avrupa’daki belirsizliğin önümüzdeki yıl küresel havacılık endüstrisine çıkacak faturasının 8 milyar USD olduğunu düşünüyor. 2011’de 6.9 milyar USD olarak gerçekleşen havayolu işletmeleri toplam kârı için 2012 beklentisi ise önceleri 4.9 milyar USD iken 7 Aralık tarihinde 3.5 milyar USD olarak güncellendi.
Yalman Onaran’ın beklentisi gerçekleşir ve Avrupa bankalarından “zombi” olanlar tabutlarına konulursa havacılık endüstrisine zincirleme bir etkide bulunacağını da söyleyebiliriz. Bu durumun satın alma yoluyla büyüme fikrine sıcak baktığını bildiğimiz THY ve Pegasus gibi yerli havayolllarını harekete geçirmesi beklenebilir. Öte yandan, THY bilançosunda yük halinde görünen Air Bosna hisselerinin el değiştireceğini sadece “tahmin” edebiliriz.
Avrupa’daki olası resesyonun ekonomide genel bir kötü tabloya sebep olmasının halka arzı bu yıla kalan Pegasus’un süreçle ilgili kararlarını ne şekilde etkileyeceğini tahmin etmek zor. Ancak Türkiye gibi gelişen ekonomilere yönlenecek olan ve risk iştahı düşen yabancı yatırımcının olası bir satış halinde Pegasus hisselerine ilgi göstereceğini şimdiden söyleyebiliriz. Şüphesiz Ali Sabancı bu noktada hesaplarını iyi yapmıştır.
Naçizane beklentilerim, büyük ölçüde oligopol piyasa şartlarının hakim olduğu Türk havacılık sektöründe ciddi miktarlarda küçülme olmayacağı yönünde, ancak sertleşen SHGM yönetmeliklerinin getirdiği yeni yaptırımlar ve bunlara uymakta zorluk çekecek olan nispeten gayriciddi işletmelerin kaynaklarını arttırmaması halinde çeşitli sıkıntılarla boğuşacağını söylemek müneccimlik olmaz.
Belki aynı yatırım trendine diğer alanlarda da (öncelikle yer işletme ve bakım) rastlayabiliriz ve bir takım firmaların yabancı ortaklıklara, müşterek yatırımlara gidebileceğini iddia edebilir.
Türkiye’de hala önemli bir niş sektör olmaya devam eden iş jeti sektörü ise ne ileri ne de geri gider. Avrupa’daki iş jeti sektörünün 2012 yılında vurgun yiyeyeceğini –ve hatta şimdiden yediğini- söylesek de Türkiye için aynı şeyi söylemiyoruz. Genel profili kar amaçlı iş jeti işletmeciliği olmayan yerli iş jeti operatörlerimiz çok büyük oranda yerlerinde kalmaya devam edeceklerdir. Ağırlıklı olarak “industrial aid” operasyonu yapan, yani uçak sahiplerinin kendi seyahatleri amacıyla uçak alması ancak ticari olarak uçuş satışında bulunarak giderlerini dengelediği tipte hayatını sürdüren işletmeler yerinde kalırken, çok küçük oranda “uçağından vazgeçen” iş adamları ile karşılaşabiliriz. Ayrıca bu yıl iş jeti işletmeciliğinin merkezi bir miktar daha Sabiha Gökçen Havalimanı’na kayacak ve AHL Batı Apronu’ndan kaçış sürecek.
“Kısmen” bir fala benzediyse de, ekonomik göstergelere ve sektör bilgimize dayanarak ifade ettiğimiz bu bilgiler için biz yine tevazumuzu koruyup“destekli attığımızı” söyleyelim.
Olsun bitsin.
Herkese mutlu ve sağlıklı yıllar.
Bir yanıt yazın