Brezilya’nın kendi uçak endüstrisini kurma amacıyla 1940’larda devlet teşvikiyle ortaya çıkan ulusal sanayi, 1994’e kadar devlet ve ordunun desteğiyle, zaman zaman havacılık devleriyle girişilen ortaklıklarla varlığını sürdürebilecek dinamizmi hiç kaybetmedi. 1994’te özelleştikten sonra ise devleşerek bugünlere geldi.
Askeri amaçlarla kurulan Embraer, başta Brezilya, İtalya ve Kolombiya hava kuvvetleri için olmak üzere, kurulduğu günden bu yana askeri uçak araştırma, geliştirme ve üretim faaliyetlerinde bulunuyor. EMB 312 Tucano eğitim uçağı, EMB 314 Super Tucano muharebe uçağı, İtalyan Hava Kuvvetleri envanterinde de yer almış olan ve adını NATO’nun Kosova operasyonunda duyuran AMX, Embraer’in askeri şaheserlerinden. Şu an geliştirme aşamasında olan Embraer C-390 ise yeni askeri nakliye uçakları arasında yerini almayı bekliyor.
İş jeti ve bölgesel jet dünyasında da hızlı bir yükseliş gerçekleştiren Embraer, portföyündeki ERJ, Legacy, Phenom ve Lineage serileri ile şu an piyasada geniş bir pazar payına sahip. Hatta Embraer 2007 yılında teslimatını gerçekleştirdiği 170 uçakla Bombardier’ın önemli rakipleri arasında yer alıyor. Dünya çapındaki tüm fuarlarda eserlerini sergileyen Embraer, hızlı gelişimini sürdürüyor.
Embraer ABD’de genişliyor
Nihayet Embraer, geçtiğimiz pazartesi ABD’deki ilk kendi jet bakım / onarım / servis merkezini de açtı. Arizona eyaletinin Phoenix kentinde bulunan Mesa Gateway Havalimanı’nda yer alan tesisler, toplam 4400 metrekare yer işgal edecek. Phenom 100, Phenom 300, Legace 450, 500 ve 600 jetleri için bakım merkezi teşkil edecek tesisler için ilk aşamada 10 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirildi. İlgili jetlerin teknisyenlerinin eğitimleri de bu tesislerde gerçekleşecek. Yıl sonuna kadar toplam tesis sayısını 38’e çıkarmayı planlayan Embraer, ABD’de 2 tesis daha açmayı planlıyor.
Kanaatimce Embraer, servis kabiliyetini arttırarak potansiyel müşterilerinin kafalarındaki soru işaretlerini silmeyi planlıyor. Bakım maliyet ve bekleme sürelerini asgariye indirmeye hazırlanan Embraer, gelecekteki ordu satışları için zemin hazırlıyor olabilir. ABD’deki ekonomik krize rağmen ABD’de genişlemeyi kafasına koymuş gibi görünen Embraer’in kısa vadeli hedefinin rakipleriyle eşit bakım onarım hizmeti fırsatları sunabilmek olduğunu söyleyebiliriz.
Korunaklı yapı
Tüm bu başarının sırrı ne? Embraer’den ne gibi dersler alabiliriz?
Başta tamamen devlete ait olan, daha sonra %51 hisse dışında özel teşebbüse sunulan Embraer, bugün %1’lik devlet hissesi hariç tamamen özel. %40’ı Brezilya’lı ulusal sermaye (%20 Previ and Sistel, %20 Bozano Group) tarafından elde tutuluyor, %20’si ise stratejik ortaklık gereği EADS’ye satılmış. Kalanı ise halka arz edilmiş.
%1’lik devlet hissesi “altın pay” diye adlandırılıyor. Şirketin Brezilya ulusal menfaatleri doğrultusunda hareket edebilmesi için bırakılan bu pay, pay sahibi hükümetin içerideki temsilcisinin askeri ve teknoloji transferi ile ilgili kararlarını veto edebilme hakkına sahip olmasını sağlıyor. Yani, korunaklı ama özelleşmiş bir yapı kurulabilmiş. Pay %1 de olsa devlet her an içeride ve özel yapıyı teftiş edebiliyor.
Daha önce Piper, sonra İtalyan Aermacchi ve çok daha sonra EADS ile girişilen ortaklıklar özgün teknolojiyi batının yeni teknikleriyle birleştirebilmiş ve Embraer’i rekabet gücüne ulaştırabilmiş gibi görünüyor. Rekabet koşullarında özel teşebbüs gibi davranabilen, ancak ulusal menfaatleri de koruyabilen –hatta “derin” bir devlet kontrolünden de bahsedilebilir- Embraer, hem kamu teşebbüsü hem de özel teşebbüs olabilmenin avantajlarını kullanabiliyor. Bu sayede “ulusal” nitelik hiçbir zaman kaybolmamış oluyor.
Darısı ulusal sanayimizin başına…
Tevfik Uyar
Bir yanıt yazın