Eskişehir, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden birisi. Eskişehirli olduğumdan değil, bir yabancı gözüyle de baksam onu hiç şüphesiz ilk üçe koyarım. Zaten Eskişehir’i görüp, benim gibi düşünmeyenle hiç karşılaşmadım. Üniversitesi, sanayisi, son on yılda neredeyse baştan yaratılan çehresi, insanı ile diğer illere örnek olabilecek, muhteşem bir şehir.
Ben Eskişehir’de doğdum büyüdüm. Eskişehir insanı eğitim, kültür, insaniyet gibi bir çok hususlarda modern ve çağdaş insana ait olduğu düşünülen tüm özelliklere sahiptir.
Eskişehir’de iseniz çocukluğunuz emirdağlı, sivrihisarlı vb. yörük ve türkmenler, manavlar, tatarlar, aleviler, muhacırlar ve çerkezler arasında geçmiştir. Bükme, katmer, köbete, çiğbörek (hatta şıbörek) yemiş, düğünlerde çeşit çeşit oyunlar oynamış, bir nesnenin bir çok şivede nasıl anıldığını öğrenmişizdir. Belki bu yüzden eskişehirliler aynı zamanda hoşgörülü, farklılıklara saygılıdır. Eskişehir’in bir öğrenci kenti olması, sadece üniversite kontenjanlarının fazla olmasından değil. Öğrencilerin Eskişehir’i sevmesi ve dolayısıyla çok fazla öğrencinin Eskişehir’i tercih etmesi, hali hazırda orada eğitimlerini sürdürenlerden duyduğu yine bu hoşgörüşü ve modern bakış açısının bir sonucudur.
Bir çok medeniyetin en önemli kenti ve hatta kimi zaman başkenti olmasından, milli mücadelenin de en önemli merkezlerinden biri olmasına kadar tarihte de yer etmiş olan bu şehir, “havacılık şehri” dediğimiz zaman akla gelen şehir olmasıyla da sektörümüzde de önemli bir yer tutuyor. Hem askeri, hem de sivil havacılık dendiğinde yolu Eskişehir’den geçmeyen pek azdır. Bugün Eskişehir sanayisiyle de havacılığın gözbebeği ve her geçen gün bu pastadan aldığı pay da artıyor.
Eskişehir’in şu anki modern ve nezih çehresi Eskişehir’in üç dönemdir belediye başkanlığını yürüten Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in eseri. Demokratik Sol Parti’den aday olan Prof. Büyükerşen Türkiye’deki genel parti-oy dağılımında yer tutmayan bir partiden aday olmasına rağmen yaptığı hizmetler ve halkın ona duyduğu güven her üç yerel seçimde (1999, 2004, 2009) oylarını arttırarak Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Partiye değil, insana oy veren bir nüfusa sahip olması da Eskişehir’in önemli özelliklerinden…
Eskişehirliler ve Eskişehir’de oturanlar çok iyi bilirler: 2007 genel seçimleri öncesinde Maliye Eski Bakanı Kemal Unakıtan AKP’nin Eskişehir’den adayı olunca Eskişehir’de bir hizmet yarışı başgösterdi. Büyükerşen ve Unakıtan Eskişehir’e faydada bulunmak için kollarını çemrediler: Alt geçitler, üst geçitler, kavşaklar, parklar… Her yerde süren inşaatlar, yol yapım çalışmaları vb. ile bir dönem insanlara gına geldiğini bile iddia edebiliriz.
THY’nin Eskişehir’e başlatılan ve daha sonra arttırılan seferleri de aynı sürecin ürünü. 1999 başında terkedilen Eskişehir hattı, 8,5 yıllık bir aradan sonra, 2007 genel seçimlerinden önce, bu hizmet yarışında bir kart olarak tekrar başlatıldı ve haftanın üç günü karşılıklı seferler kondu.
Hattı açmak mantıklı mıydı?
Hat açıldı açılmasına ama hattın THY açısından çok da verimli olduğu söylenemez. Bunun altında çeşitli sebepler yatıyor. Bence başta gelen sebep, fiyatıyla mukayese edildiğinde ikame ulaşım yollarının daha efektif olması.
İstanbul-Eskişehir arası hem trenle, hem de otomobille 4 saatlik bir mesafe. Elbette uçak 4 saatten daha kısa bir sürede ulaşım imkanı sağlıyor, ancak fiyat/performans oranlaması yapıldığında ve hem İstanbul içinde, hem de Eskişehir içinde ikametgah-havalimanı arası mesafe de hesaba katıldığında çoğu zaman kişilerin karayolu tercih ettiği müspet.
En nihayetinde açıldığı günden bu yana zarar eden bu hattın kapatılmasına karar verildi ve 18 Temmuz itibariyle sona eriyor.
Eskişehirliler için üzücü bir durum, ancak zarar eden bir hattın göz göre göre devam ettirilmesini de elbette isteyemeyiz. O yüzden yargıda bulunmadan önce, burada sorulması gereken asıl sorular şunlar:
Eskişehir hattı açılmadan önce demografik ve iş amaçlı hareketler ölçülmüş, kullanma potansiyeli olan kitlenin görüşü alınmış mıdır? Deneme seferleri gerçekleştirerek talep ölçülmüş müdür? Eskişehir-İstanbul arasında yolcuyu uçak kullanmaya teşvik etmek için ne gibi uygulamalarda bulunulmuştur ve ikame ulaşım araçlarına karşı ne gibi rekatbet stratejileri uygulanmıştır?
Zira 1998-99 döneminde Eskişehir hattı aynı sebepten, yani “düşük doluluk oranı” nedeniyle iptal edilmişti. Bu da şirketlerin kendi geçmişlerinden ders çıkararak stratejilerini ona göre belirleme gerekliliği noktasında önemli bir konumda duruyor.
THY artık vizyon ve hedeflerini de göz önünde bulundurarak, kararlarını almadan önce “global” bir firma gibi karar vermeli.
Eskişehirli İstanbul’a hep karadan mı gelecek?
Şu durumda öyle görünse de kısa ve orta vadede alternatifler mevcut…
Kısa vadede bölgesel jetler ve turbopropların bu tip seferler için yaratacağı fiyat avantajıyla THY’nin mevcut seferlerinden daha fazla doluluk oranı elde edebileceğini iddia edebiliriz. Bu durumda tasiyemizin muhattabı doğal olarak Borajet oluyor, ancak konuyu ne derecede değerlendirirler, zaman gösterecek.
THY Eskişehir seferini açarken hedeflediği kitle muhtemelen iş dünyası idi. İstanbul ile köklü ve derin ilişkileri olan sanayisi, Eskişehir-İstanbul arasındaki seferlerin karakterini ticari kılıyor –zira öğrencilerin daha ucuz ve tüm süreçler hesaba katıldığında azami iki saat farkeden ikame ulaşım yollarını tercih ettiği muhakkak-.
Bu da ülkemiz pazarına yeni yeni girmeye başlayan Çok Hafif Jet sınıfı uçakları cazip kılıyor. Mesafenin kısa, uçakların düşük ücretli olması, uçağı tercih eden ve muhtemelen günü birlik uçuş gerçekleştiren İstanbul-Eskişehir yolcusu iş adamı / üst-orta düzey yönetici ve ekibi için uygun.
Çok hafif jetlerin ülkemizde çok farklı ve geniş bir pazar yaratabileceğini daha önceki yazılarımda da vurgulamıştım. Eclipse 500 ve Cessna Mustang’leri ticari uçuşlar yaparken görmek istiyoruz artık. Naçizane ben Eskişehir’in çok hafif jetlerin uğrak yerlerinden birisi olabileceğini düşünüyorum.
Bir alternatif daha var: O da turboprop iş uçakları. Gereksiz ve gerçekten mesnetsiz bir önyargı yüzünden iş adamlarınca bazen tercih edilmese de Beech 200, Chayenne gibi turboprop iş uçaklarının da İstanbul-Eskişehir –ve tersi- yolcusu için cazip olabileceğinden yola çıkarak bu uçak işletmecilerinin de bir çeşit tanıtım/tutundurma çalışması yapmaları için tam zamanıdır diye düşünüyorum. Bir şirketin bir kaç personelinin uçması ile tahmin edilenin çok altında birim fiyatlarla karşılaşılabilir.
İyi haftalar.
Bir yanıt yazın