Gökyüzüne Yerli Kalkan

yazar:

kategori:

15 Haziran 2010 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi kararıyla Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Sistemi temini için Aselsan ve Roketsan ile başlanan görüşmeler tamamlandı ve imzalar atıldı. Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Sistemlerimizin tasarım ve geliştirme işi Aselsan’ın ana ve Roketsan’ın belirlenmiş alt yükleniciliğiyle yerli firmalarca yapılacak.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı kapsamında başlatılmasına karar verilen Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Sistemi programlarının tasarım ve geliştirme dönemi için anayüklenici ASELSAN olarak belirlendi. Sözleşme kapsamında ASELSAN’ın alt yüklenicisi olarak da ROKETSAN yer tuttu.

İmzalanan sözleşmeye göre komuta kontrol sistemleri, atış kontrol sistemleri, radarlar, elektro-optik sistemleri ve haberleşme sistemleri Aselsan tarafından geliştirilirken, sistemin ana unsurlarından olan füze ise Roketsan tarafından geliştirilecek. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre projenin sadece ana ve ağır sanayi düzeyinde değil, hem KOBİ’ler düzeyinde, hem de üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının da aktif olarak katılımıyla sürdürülecek.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı adına Müsteşar Murad Bayar, ASELSAN adına Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Memişoğlu ve Genel Müdür Cengiz Ergeneman tarafından imzalanan sözleşmenin tasarım ve geliştirme süreleri ile ilgili içerdiği hükümler hakkında bir bilgi verilmezken, alç ak irtifa hava savunma füze sistemi için 278 milyon 371 bin 118 lira ve 193 milyon 59 bin 102 avro; orta irtifa hava savunma füze sistemi için de 250 milyon 720 bin 295 lira ve 132 milyon 113 bin 714 avro tutar belirlendi.

GEÇMİŞE BAKIŞ / İHALE SÜRECİ

Alçak İrtifa HSFS (T-LALADMIS )

17 Şubat 2006 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı’nda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 10 yıllık tedarik programında yer alan Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri (AİHSFS, OİHSFS) ile Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacının Savunma Sanayii Müsteşarlığının sorumluluğunda yürütülmesine karar verilmesiyle başlayan süreç, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı kapsamında olan (hem sabit/döner kanatlı platformların, hem de füzelerin imhasını amaçlayan) Uzun Menzilli Yüksek İrtifa Hava ve Füze Savunma Sistemi’nin ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı kapsamında olan OİHSFS ve AİHSFS’nin 30 Haziran 2006 tarihli sıradaki komite toplantısında mümkün olduğunca milli imkanlardan faydalanarak, SSM tarafından yürütülmesine kesin olarak karar verilmesiyle devam etti.

Bu bağlamda 2007 yılı Nisan ayında hem alçak hem de orta irtifa hava savunma sistemleri için Bilgi İstek Dökümanı (BİD) ilanları açıklandı. Türk Kara Kuvvetleri’ne 45+45 adet, Türk Deniz Kuvvetleri’ne 12 adet AİHSFS temini için BİD’e niyet bildirme tarihi 31 Mayıs 2007, yanıt tarihi ise 2 Temmuz 2007 olarak belirlendi. Eylül ayında SSM’ce yapılan duyuruya göre BİD’e yanıt veren firmalar, Türkiye’den Aksa, Aselsan, Ayesaş, C2-Tech, FNSS, Milsoft ve Roketsan, Çin’den CPMIEC, Güney Afrika’dan Denel, Almanya’dan Diehl-BGT, Güney Kore’den Doosan, Norveç’ten Kongsberg, İsviçre’den Oerlikon Contraves, İsrail’den Rafael, ABD’den Raytheon, İsveç’ten Saab ve Fransa’dan Thales olmak üzere 7’si yerli, 17 firma başvurdu.

25 Eylül 2008 tarihinde ihale ilanı gerçekleştirildi ve teklife çağrı dosyası (TÇD) firmaların alımına açıldı. Daha önce 45+45 ve 12 adet belirlenen tedarik rakamından, 45 adetlik opsiyonel olmayan tedarik, 18’i tüm yedek parça, tehçizat, eğitim ve lojistik desteği dahil direkt alım, 27’si ise müşterek geliştirme ve üretim olmak üzere revize edildi.

TÇD alma süresi 28 Kasım 2008 ve 22 Aralık 2008’e dek olmak üzere iki defa uzatıldı ve teklife çağrı dosyasına yerli firmalar tarafından büyük ilgi gösterildi.

Teklife çağrı dosyasını alan yerli firmalar:

– AKSA Makine Sanayi ,
– ASELSAN ,
– C2-Tech
– FNSS Savunma Sistemleri
-Havelsan
-Havelsan Teknoloji Radar Sanayi ve Ticaret A.Ş.
-Mercedes Benz Türk A.Ş.
-Meteksan Savunma Sanayi
-Mikes Mikrodalga Elektrik Sistemleri
-Milsopft A.Ş.
-Otokar A.Ş.
-Roketsan
-Savronik Elektronik Sanayi Ticaret A.Ş.
-SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri
-Selex Komünikasyon A.Ş.
-TÜBİTAK
-TÜBİTAK SAGE
-Vestel Savunma Sanayi
-Yaltes Elektronik ve Bilgi Sistemleri Üretim Şirketi

Teklife çağrı dosyasını alan yabancı firmalar ise şöyle:

-Cpmiec (Çin)
-Diehl Defeence (Almanya)
-Doosan (Güney Kore)
-IAI (İsrail)
-Kongsberg (Norveç)
-Rafael Advanced Defence Systems Ltd. (İsrail)
-Raythoen Company (ABD)
-Rosoboronexport (Rusya)
-Saab Ekofors Dynamics (İsveç)
-Thales Air Defence Limited (İngiltere)
-Thales Air Systems (Fransa)

Bilgi İstek Dökümanı talep eden firmalarla teklife çağrı dosyasını alan firmalar mukayese edildiğinde göze bazı farklar çarptı: Rus Rosboronexport, BİD almazken TÇD aldı. İsrailli IAI da tek İsrailli temsilci olan Rafael’e katıldı. Thales’in ana firması ve İngiltere’deki bağlı ortaklığı ayır ayır katıldı. Oerlikon ve Denel ise BİD almasına rağmen teklife çağrı dosyasına ilgi göstermedi.

Teklif verme son tarihi ise bir kez ertelenerek son tahlilde 29 Haziran 2009 olarak belirlendi, ancak ihale 2010 yılı Ocak ayında iptal edilerek, yurtiçine dönüldü. Nihayetinde bugün de haberini vermiş olduğumuz noktaya kadar gelindi.

Bu noktada özellikle basında ve bazı internet ortamlarında ortaya çıkan bir karışıklıkların da giderilmesi gerek:

T-LALADMIS (Turkish Low Altitude Air Defense Missile System) projesi kapsamında ihaleye çıkılan füze savunma sistemi kendinden takatli (kundağı motorlu/tekerli) hava savunma füze sistemi olup, “otonom” olarak adlandırılması sebebiyle karışıklığa sebep olmuştur. 9 Nisan 2008 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında kendinden takatli sistemin hazır alım yoluyla tedarik edilmesine, çekili sistemin ise yerli kaynaklardan tedariğine karar verilmiş ve 18 Aralık 2008 tarihinde Roketsan ile sözleşme görüşmelerine başlanmıştır. Daha sonra da söz konusu iş kalemi Roketsan’a havale edilmiştir. 15 Haziran 2010’da kendinden takatli sistemin de hazır alınmamasına ve Aselsan ana yüklenciliğinde, Roketsan alt yükleniciliğinde sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmiştir.

Yine basında yer alan bir karışıklık da “Hava ve Füze Savunma Sistemi” ile “Hava Savunma Sistemi’nin” karıştırılıyor olmasıdır. Aselsan yükleniciliğinde sözleşmesi imzalanan Hava Savunma Sistemleri havadan gelen sabit/döner kanatlı hedeflerin imhasında kullanılırken, Hava ve Füze Savunma Sistemleri, bu hedeflerin imhasının yanısıra, füzelerin de imhasında kullanılmaktadır.

Orta İrtifa HSFS (T-MALADMIS)

Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacını karşılamak için 3 (üç) adet Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi tedariği için de 2007 yılı Mart ayında duyuru yapıldı ve BİD niyet bildirme son günü 30 Nisan 2007, BİD yanıtları son günü Haziran 2007 olarak belirtildi. BİD’e yanıt veren firmalar Türkiye’den Aselsan, Ayesaş, C2-Tech, FNSS, Havelsan, Milsoft, Roketsan, Çin’den CPMIEC, Güney Afrika’dan Denel, Almanya’dan Diehl-BGT, İsrail’den IAI ve Rafael, Norveç’ten Kongsberg, ABD’den Raytheon, İsveç’ten Saab Bofors, Fransa’dan Thales oldu.

Teklife Çağrı Dosyası’nı alan firmalar ise şöyle oldu:

Yerli firmalar (19 adet):

– AKSA Makine Sanayi A.Ş.
– Aselsan A.Ş.
– C2tech Bilişim Teknolojileri San.Ve Tic.A.Ş.
– Fnss Savunma Sistemleri A.Ş.
– Havelsan A.Ş.
– Havelsan Teknoloji Radar San Ve Tic.A.Ş.
– Mercedes Benz Türk A.Ş.
– Meteksan Savunma Sanayii A.Ş.
– Mikes Mikrodalga Elektrik Sistemler A.Ş.
– Milsoft A.Ş.
– Otokar A.Ş.
– Roketsan A.Ş.
– Savronik Elektronik San.Ve Tic.A.Ş.
– SDT Uzay Ve Savunma Teknolojileri A.Ş.
– Selex Komünikasyon A.Ş.
– Tübitak Mam
– Tübitak Sage
– Vestel Savunma Sanayi A.Ş.
– Yaltes Elektronik Ve Bilgi Sistemleri Üretim Ve Tic.A.Ş.

Yabancı Firmalar (9 adet):

– CPMIEC (Çin Halk Cumhuriyeti)
– IAI (İsrail)
– Kongsberg (Norveç)
– Rafael Advanced Defense Systems Ltd. (İsrail)
– Raytheon Company (A.B.D.)
– Rosoboronexport (Rusya)
– Saab Bofors Dynamics (İsveç)
– Technosoyuzprojekt (Beyaz Rusya)
– Thales Air Defence Limited (İngiltere)

Yukarıda da belirtildiği gibi teklif verme son tarihi ise bir kez ertelenerek son tahlilde 29 Haziran 2009 olarak belirlendi, ancak ihale 2010 yılı Ocak ayında iptal edilerek, yurtiçine dönüldü. Nihayetinde bugün de haberini vermiş olduğumuz noktaya kadar gelindi.

Atılgan, Zıpkın ve Bora ile Çok Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi konusunda oldukça deneyimli olan Aselsan’ın Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi konusunda daha başarılı olacağı, Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi konusunda yabancı firmalardan bilgi/teknoloji desteği alacağı öngörülüyor.

Aselsan’ın sözleşme görüşmelerine başlandığı günden bugüne geçen bir yıl içerisinde Thales ile yaptığı ortaklıklar ve verilen bazı demeçler, iki firmanın Alçak İrtifa HSFS’de olmasa da Orta İrtifa HSFS’de sıkı bir şekilde çalışacaklarının sinyalini verdi.

Savunma ve Havacılık dergisi’nin 136. sayısında yer alan bilgilere göre 2010 yılı Şubat ayında Ankara’da Türk ve İngiliz İş Adamlarının bir araya geldiği ticari çıkartmada iki şirket arasında imzalanan protokol anlaşması (MoU), Türkiye’nin alçak ve orta irtifa hava savunma füze sistemi ihtiyacı kapsamında işbirliğinin tesisi ve bu çerçevede Thales’in ‘TULGA’ adını verdiği yeni bir konsepti başta Aselsan olmak üzere Türk savunma Sanayi ile işbirliği içinde hem Türkiye, hem de üçüncü ülke ihtiyaçları için birlikte geliştirmeyi önerdi.

Thales yetkilileri, hizmetteki Crotale NG sisteminden tamamen farklı ve modüler bir konsepte sahip olacağı belirtilen TULGA’da yeni tasarlanacak taretin hem konvansiyonel, hem de ileride geliştirilecek dikine atışlı [VLS] füze entegrasyonuna imkan tanıyacağının altını çizdiler. Ayrıca modüler yapısı sayesinde TULGA’nın alçak ve orta irtifa kullanımına uygun olarak farklı harp başlığı ve farklı güdüm sistemi [IIR, CLOS veya RF] ile donatılabileceği ifade edildi. TULGA sisteminin mobil ve tek bir araç üzerine şekillendirileceği dolayısıyla lançer ve gözetleme/atış kontrol sistemlerinin aynı araç üzerinde olacağı belirtildi. [S&H 136. Sayı].

SORULAR / SONUÇLAR

Bir Hava Savunma Sistemi, hedefin tespit ve erken ikazı, hedefin cinsi, hızı, irtifası ve uçuş patikasının doğru hesaplanıp, lançer sistemi ve füzenin de bu bilgilere göre uygun programlanıp gönderilmesi, gönderilen füzenin bir güdüm sistemine sahip olması gibi, kritik teknolojilerin tamamını bünyesinde bulunduran gelişmiş bir sistemdir. Bu kapsamda hem mali, hem de insan kaynağı olarak yüksek maliyetli olmasının yanısıra, ciddi miktarda bir kritik uzmanlık bilgisi (know-how) gerektirmektedir.

Hem Roketsan, hem de Aselsan, bir süredir gerçekleştirdikleri projeler dahilinde yukarıda saydığımız kritik teknojilerin bir kısmını tamamen ancak bir kısmını da kısmen/çok az deneyimlemişlerdir.

Bu kapsamda yanıtları aranması gereken sorular aşağıdaki gibi sıralanabilirler:

Süreler

Ne sözleşme ile ilgili duyuruda, ne de ihale duyursunda tasarım/geliştirme işinin ne kadar sürede gerçekleşeceği konusunda bilgi yer almaması, programın bu ilk fazının ne zaman sonuçlanacağı konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. Projenin ilk fazı (tasarım/geliştirme) için öngörülen süre ne kadardır?

Tahmini toplam süre (sözleşme-ilk teslimat arası) ne kadardır?

Adetler ve Talepler

Adetler hakkında yeni bir bilgi deklarasyonu yapılmamış olması, adetlerin hazır alım aşamasında belirtilen adetlerden farklı olacağı hissini uyandırmaktadır. Hazır alım ve müşterek geliştirme rakamlarından vazgeçilmiş midir? Sistemlerin yerli / yerli lisanslı ya da yerli payının çok yüksek olması durumu adet sayısını arttıracak mıdır?

25 Eylül 2008 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi’nde telaffuz edilen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaç duyduğu 12 Adet Hava Savunma Sistemi daha sonra telaffuz edilmemiş, hatta Milli Savunma Bakanlığı’nın 21 Haziran tarihli açıklamasında sadece Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı refere edilmiştir. Bu durumda ihtiyaçtan mı vazgeçilmiştir? Yoksa öncelik Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na mı verilmiştir?

Müşterek Çalışma / Teknoloji Transferi

Milli Savunma Bakanlığı’nın 21 Haziran tarihli açıklamasında “Böylece Türk savunma sanayiinin ulaştığı teknolojik düzey daha ileriye taşınacak ve TSK’nın ihtiyaçlarının yurtiçi olanaklarla karşılanma düzeyi artacak” ile kastedilen, yerli bir Ar&Ge midir?

Thales ile Aselsan’ın birlikte çalışması söz konusu olacak mıdır? Thales’in TULGA adını verdiği Hava Savunma Sistemi baz alınacak mıdır? Thales ile Aselsan arasındaki müşterek projeler dahilinde Türkiye’ye bir teknoloji transferi söz konusu olacak mıdır? Thales’in TULGA çalışmaları hangi safhadadır ve bulundukları safha “Süreler” başlığında sorduğumuz soruların yanıtlarını olumlu yönde ve Türkiye’nin lehinde etkileyecek midir?

Hangi kritik teknolojiler yerli imkanlarla geliştirilecek, hangi kritik teknolojilerde yabancı firmalardan destek/bilgi/teknoloji transferi yapılacaktır?

Önümüzdeki süreç

Önümüzdeki süreç, yukarıda yanıtları aranan sorulara yanıtların alınacağı bir dönem olacaktır.

SSM’nin, dört yıllık bir ihale/teklif sürecinden sonra Aselsan ve Roketsan ikilisine güvenmiş olması, hem yerli firmalarımızın prestiji, hem de milli özgüvenimiz açısından olumlu bir gelişme olmakla beraber, stratejik önem/geliştirme süresi indeksi tanımlayarak bu indeksi hesaba katarsak, sistemleri envanterimize dahil etmek ve hizmete sokmak için zamanın daraldığı söylenebilir.

Bu yüzden kısa vadede bakıldığında Aselsan ve Roketsan’ın efektif bir yol haritası belirlemeleri önem arz edecek, uzun vadede bakıldığında ise Aselsan ve Roketsan’ın söz konusu sistemin tasarım, geliştirme ve entegrasyonunda başarılı olması halinde Türk Savunma Sanayii, bir süredir yükselttiği konum ve prestijini çok daha yüksek konumlara taşıyacak ve erişilecek başarı akabinde uluslararası pazarlar bulmada da muvaffak olunursa savunma sanayii ihracatında ülkemizin konum ve durumunu bugün olduğundan daha farklı bir noktaya taşıyacaktır.

23 Haziran 2011 tarihinde Roketsan’ı ziyaret eden Murad Bayar başkanlığındaki müsteşarlık heyetinin tesisleri incelemesi, Roketsan’ın kabiliyetlerinde bir miktar daha ileri gidebilmesi için yeni yatırımların söz konusu olduğu anlamına geliyor olabilir.

Roketsan akıllı mühimmat konusunda dış ortaklıklara açık -ki “Akıllı” kısım Aselsan ürünü olacak-. Zira 2006 yılında da Güney Afrikalı Denel ile 10 kmlik irtifa ve 12 kmlik menzil, 2,5 M hız gibi özelliklere sahip olan ürünü Umkhonto için çeşitli görüşmelerde bulunmuştu. Yerli kaynaklara yönelinmesinin bu denli vurgulandığı ve sonuçlandırıldığı bir ortamda ciddi bir teknoloji transferi, üretimde yüksek bir yerli oranı gibi parametreler sağlandıktan sonra mevcut çözümlerden birinin baz alınarak milli imkanlarla modernize edilmesi / revize edilmesi önünde bir engel yok.

Tüm ülkemiz için hayırlı uğurlu olsun. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

Tevfik UYAR

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacına binaen başlatılan Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Sistemi projeleri kapsamında, tasarım ve geliştirme dönemi sözleşmeleri Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile ASELSAN A.Ş. arasında 20 Haziran 2011 tarihinde imzalanmıştır.

 

 

15 Haziran 2010 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi kararıyla Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Sistemi temini için Aselsan ve Roketsan ile başlanan görüşmeler tamamlandı ve imzalar atıldı. Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Sistemlerimizin tasarım ve geliştirme işi Aselsan’ın ana ve Roketsan’ın belirlenmiş alt yükleniciliğiyle yerli firmalarca yapılacak.

 

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı kapsamında başlatılmasına karar verilen Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Sistemi programlarının tasarım ve geliştirme dönemi için anayüklenici ASELSAN olarak belirlendi. Sözleşme kapsamında ASELSAN’ın alt yüklenicisi olarak da ROKETSAN yer tuttu.

 

İmzalanan sözleşmeye göre komuta kontrol sistemleri, atış kontrol sistemleri, radarlar, elektro-optik sistemleri ve haberleşme sistemleri Aselsan tarafından geliştirilirken, sistemin ana unsurlarından olan füze ise Roketsan tarafından geliştirilecek. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre projenin sadece ana ve ağır sanayi düzeyinde değil, hem KOBİ’ler düzeyinde, hem de üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının da aktif olarak katılımıyla sürdürülecek.

 

Savunma Sanayii Müsteşarlığı adına Müsteşar Murad Bayar, ASELSAN adına Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Memişoğlu ve Genel Müdür Cengiz Ergeneman tarafından imzalanan sözleşmenin tasarım ve geliştirme süreleri ile ilgili içerdiği hükümler hakkında bir bilgi verilmezken, alç ak irtifa hava savunma füze sistemi için 278 milyon 371 bin 118 lira ve 193 milyon 59 bin 102 avro; orta irtifa hava savunma füze sistemi için de 250 milyon 720 bin 295 lira ve 132 milyon 113 bin 714 avro tutar belirlendi.

 

17 Şubat 2006 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı’nda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 10 yıllık tedarik programında yer alan Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri (AİHSFS, OİHSFS) ile Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacının Savunma Sanayii Müsteşarlığının sorumluluğunda yürütülmesine karar verilmesiyle başlayan süreç, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı kapsamında olan (hem sabit/döner kanatlı platformların, hem de füzelerin imhasını amaçlayan) Uzun Menzilli Yüksek İrtifa Hava ve Füze Savunma Sistemi’nin ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı kapsamında olan OİHSFS ve AİHSFS’nin 30 Haziran 2006 tarihli sıradaki komite toplantısında mümkün olduğunca milli imkanlardan faydalanarak, SSM tarafından yürütülmesine kesin olarak karar verilmesiyle devam etti.

 

GEÇMİŞE BAKIŞ / İHALE SÜRECİ

 

Alçak İrtifa HSFS (T-LALADMIS )

 

Bu bağlamda 2007 yılı Nisan ayında hem alçak hem de orta irtifa hava savunma sistemleri için Bilgi İstek Dökümanı (BİD) ilanları açıklandı. Türk Kara Kuvvetleri’ne 45+45 adet, Türk Deniz Kuvvetleri’ne 12 adet AİHSFS temini için BİD’e niyet bildirme tarihi 31 Mayıs 2007, yanıt tarihi ise 2 Temmuz 2007 olarak belirlendi. Eylül ayında SSM’ce yapılan duyuruya göre BİD’e yanıt veren firmalar, Türkiye’den Aksa, Aselsan, Ayesaş, C2-Tech, FNSS, Milsoft ve Roketsan, Çin’den CPMIEC, Güney Afrika’dan Denel, Almanya’dan Diehl-BGT, Güney Kore’den Doosan, Norveç’ten Konsberg, İsviçre’den Oerlikon Contraves, İsrail’den Rafael, ABD’den Raytheon, İsveç’ten Saab ve Fransa’dan Thales olmak üzere 7’si yerli, 17 firma başvurdu.

 

25 Eylül 2008 tarihinde ihale ilanı gerçekleştirildi ve teklife çağrı dosyası (TÇD) firmaların alımına açıldı. Daha önce 45+45 ve 12 adet belirlenen tedarik rakamından, 45 adetlik opsiyonel olmayan tedarik, 18’i tüm yedek parça, tehçizat, eğitim ve lojistik desteği dahil direkt alım, 27’si ise müşterek geliştirme ve üretim olmak üzere revize edildi.

 

TÇD alma süresi 28 Kasım 2008 ve 22 Aralık 2008’e dek olmak üzere iki defa uzatıldı ve teklife çağrı dosyasına yerli firmalar tarafından büyük ilgi gösterildi.

Teklife çağrı dosyasını alan yerli firmalar:

 

– AKSA Makine Sanayi ,

– ASELSAN ,

– C2-Tech

– FNSS Savunma Sistemleri

-Havelsan

-Havelsan Teknoloji Radar Sanayi ve Ticaret A.Ş.

-Mercedes Benz Türk A.Ş.

-Meteksan Savunma Sanayi

-Mikes Mikrodalga Elektrik Sistemleri

-Milsopft A.Ş.

-Otokar A.Ş.

-Roketsan

-Savronik Elektronik Sanayi Ticaret A.Ş.

-SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri

-Selex Komünikasyon A.Ş.

-TÜBİTAK

-TÜBİTAK SAGE

-Vestel Savunma Sanayi

-Yaltes Elektronik ve Bilgi Sistemleri Üretim Şirketi

 

Teklife çağrı dosyasını alan yabancı firmalar ise şöyle:

 

-Cpmiec (Çin)

-Diehl Defeence (Almanya)

-Doosan (Güney Kore)

-IAI (İsrail)

-Kongsberg (Norveç)

-Rafael Advanced Defence Systems Ltd. (İsrail)

-Raythoen Company (ABD)

-Rosoboronexport (Rusya)

-Saab Ekofors Dynamics (İsveç)

-Thales Air Defence Limited (İngiltere)

-Thales Air Systems (Fransa)

 

Bilgi İstek Dökümanı talep eden firmalarla teklife çağrı dosyasını alan firmalar mukayese edildiğinde göze bazı farklar çarptı: Rus Rosboronexport, BİD almazken TÇD aldı. İsrailli IAI da tek İsrailli temsilci olan Rafael’e katıldı. Thales’in ana firması ve İngiltere’deki bağlı ortaklığı ayır ayır katıldı. Oerlikon ve Denel ise BİD almasına rağmen teklife çağrı dosyasına ilgi göstermedi.

 

Teklif verme son tarihi ise bir kez ertelenerek son tahlilde 29 Haziran 2009 olarak belirlendi, ancak ihale 2010 yılı Ocak ayında iptal edilerek, yurtiçine dönüldü. Nihayetinde bugün de haberini vermiş olduğumuz noktaya kadar gelindi.

 

Bu noktada özellikle basında ve bazı internet ortamlarında ortaya çıkan bir karışıklıkların da giderilmesi gerek:

 

T-LALADMIS (Turkish Low Altitude Air Defense Missile System) projesi kapsamında ihaleye çıkılan füze savunma sistemi kendinden takatli (kundağı motorlu/tekerli) hava savunma füze sistemi olup, “otonom” olarak adlandırılması sebebiyle karışıklığa sebep olmuştur. 9 Nisan 2008 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında kendinden takatli sistemin hazır alım yoluyla tedarik edilmesine, çekili sistemin ise yerli kaynaklardan tedariğine karar verilmiş ve 18 Aralık 2008 tarihinde Roketsan ile sözleşme görüşmelerine başlanmıştır. Daha sonra da söz konusu iş kalemi Roketsan’a havale edilmiştir. 15 Haziran 2010’da kendinden takatli sistemin de hazır alınmamasına ve Aselsan ana yüklenciliğinde, Roketsan alt yükleniciliğinde sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmiştir.

 

Yine basında yer alan bir karışıklık da “Hava ve Füze Savunma Sistemi” ile “Hava Savunma Sistemi’nin” karıştırılıyor olmasıdır. Aselsan yükleniciliğinde sözleşmesi imzalanan Hava Savunma Sistemleri havadan gelen sabit/döner kanatlı hedeflerin imhasında kullanılırken, Hava ve Füze Savunma Sistemleri, bu hedeflerin imhasının yanısıra, füzelerin de imhasında kullanılmaktadır.

 

Orta İrtifa HSFS (T-MALADMIS)

 

Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacını karşılamak için 3 (üç) adet Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi tedariği için de 2007 yılı Mart ayında duyuru yapıldı ve BİD niyet bildirme son günü 30 Nisan 2007, BİD yanıtları son günü Haziran 2007 olarak belirtildi. BİD’e yanıt veren firmalar Türkiye’den Aselsan, Ayesaş, C2-Tech, FNSS, Havelsan, Milsoft, Roketsan, Çin’den CPMIEC, Güney Afrika’dan Denel, Almanya’dan Diehl-BGT, İsrail’den IAI ve Rafael, Norveç’ten Kongsberg, ABD’den Raytheon, İsveç’ten Saab Bofors, Fransa’dan Thales oldu.

 

Teklife Çağrı Dosyası’nı alan firmalar ise şöyle oldu:

 

Yerli firmalar (19 adet):

 

– AKSA Makine Sanayi A.Ş.

– Aselsan A.Ş.

– C2tech Bilişim Teknolojileri San.Ve Tic.A.Ş.

– Fnss Savunma Sistemleri A.Ş.

– Havelsan A.Ş.

– Havelsan Teknoloji Radar San Ve Tic.A.Ş.

– Mercedes Benz Türk A.Ş.

– Meteksan Savunma Sanayii A.Ş.

– Mikes Mikrodalga Elektrik Sistemler A.Ş.

– Milsoft A.Ş.

– Otokar A.Ş.

– Roketsan A.Ş.

– Savronik Elektronik San.Ve Tic.A.Ş.

– SDT Uzay Ve Savunma Teknolojileri A.Ş.

– Selex Komünikasyon A.Ş.

– Tübitak Mam

– Tübitak Sage

– Vestel Savunma Sanayi A.Ş.

– Yaltes Elektronik Ve Bilgi Sistemleri Üretim Ve Tic.A.Ş.

 

Yabancı Firmalar (9 adet):

 

– CPMIEC (Çin Halk Cumhuriyeti)

– IAI (İsrail)

– Kongsberg (Norveç)

– Rafael Advanced Defense Systems Ltd. (İsrail)

– Raytheon Company (A.B.D.)

– Rosoboronexport (Rusya)

– Saab Bofors Dynamics (İsveç)

– Technosoyuzprojekt (Beyaz Rusya)

– Thales Air Defence Limited (İngiltere)

 

Yukarıda da belirtildiği gibi teklif verme son tarihi ise bir kez ertelenerek son tahlilde 29 Haziran 2009 olarak belirlendi, ancak ihale 2010 yılı Ocak ayında iptal edilerek, yurtiçine dönüldü. Nihayetinde bugün de haberini vermiş olduğumuz noktaya kadar gelindi.

 

Atılgan, Zıpkın ve Bora ile Çok Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi konusunda oldukça deneyimli olan Aselsan’ın Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi konusunda daha başarılı olacağı, Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi konusunda yabancı firmalardan bilgi/teknoloji desteği alacağı öngörülüyor.

 

Aselsan’ın sözleşme görüşmelerine başlandığı günden bugüne geçen bir yıl içerisinde Thales ile yaptığı ortaklıklar ve verilen bazı demeçler, iki firmanın Alçak İrtifa HSFS’de olmasa da Orta İrtifa HSFS’de sıkı bir şekilde çalışacaklarının sinyalini verdi.

 

Savunma ve Havacılık dergisi’nin 136. sayısında yer alan bilgilere göre 2010 yılı Şubat ayında Ankara’da Türk ve İngiliz İş Adamlarının bir araya geldiği ticari çıkartmada iki şirket arasında imzalanan protokol anlaşması (MoU), Türkiye’nin alçak ve orta irtifa hava savunma füze sistemi ihtiyacı kapsamında işbirliğinin tesisi ve bu çerçevede Thales’in ‘TULGA’ adını verdiği yeni bir konsepti başta Aselsan olmak üzere Türk savunma Sanayi ile işbirliği içinde hem Türkiye, hem de üçüncü ülke ihtiyaçları için birlikte geliştirmeyi önerdi.

 

Thales yetkilileri, hizmetteki Crotale NG sisteminden tamamen farklı ve modüler bir konsepte sahip olacağı belirtilen TULGA’da yeni tasarlanacak taretin hem konvansiyonel, hem de ileride geliştirilecek dikine atışlı [VLS] füze entegrasyonuna imkan tanıyacağının altını çizdiler. Ayrıca modüler yapısı sayesinde TULGA’nın alçak ve orta irtifa kullanımına uygun olarak farklı harp başlığı ve farklı güdüm sistemi [IIR, CLOS veya RF] ile donatılabileceği ifade edildi. TULGA sisteminin mobil ve tek bir araç üzerine şekillendirileceği dolayısıyla lançer ve gözetleme/atış kontrol sistemlerinin aynı araç üzerinde olacağı belirtildi. [S&H 136. Sayı].

 

SORULAR / SONUÇLAR

 

Bir Hava Savunma Sistemi, hedefin tespit ve erken ikazı, hedefin cinsi, hızı, irtifası ve uçuş patikasının doğru hesaplanıp, lançer sistemi ve füzenin de bu bilgilere göre uygun programlanıp gönderilmesi, gönderilen füzenin bir güdüm sistemine sahip olması gibi, kritik teknolojilerin tamamını bünyesinde bulunduran gelişmiş bir sistemdir. Bu kapsamda hem mali, hem de insan kaynağı olarak yüksek maliyetli olmasının yanısıra, ciddi miktarda bir kritik uzmanlık bilgisi (know-how) gerektirmektedir.

 

Hem Roketsan, hem de Aselsan, bir süredir gerçekleştirdikleri projeler dahilinde yukarıda saydığımız kritik teknojilerin bir kısmını tamamen ancak bir kısmını da kısmen/çok az deneyimlemişlerdir.

 

Bu kapsamda yanıtları aranması gereken sorular aşağıdaki gibi sıralanabilirler:

 

Süreler

 

Ne sözleşme ile ilgili duyuruda, ne de ihale duyursunda tasarım/geliştirme işinin ne kadar sürede gerçekleşeceği konusunda bilgi yer almaması, programın bu ilk fazının ne zaman sonuçlanacağı konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. Projenin ilk fazı (tasarım/geliştirme) için öngörülen süre ne kadardır?

 

Tahmini toplam süre (sözleşme-ilk teslimat arası) ne kadardır?

 

Adetler ve Talepler

 

Adetler hakkında yeni bir bilgi düzenlemesi yapılmamış olması, adetlerin hazır alım aşamasında belirtilen adetlerden farklı olacağı hissini uyandırmaktadır. Hazır alım ve müşterek geliştirme rakamlarından vazgeçilmiş midir? Sistemlerin yerli / yerli lisanslı ya da yerli payının çok yüksek olması durumu adet sayısını arttıracak mıdır?

 

25 Eylül 2008 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi’nde telaffuz edilen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaç duyduğu 12 Adet Hava Savunma Sistemi daha sonra telaffuz edilmemiş, hatta Milli Savunma Bakanlığı’nın 21 Haziran tarihli açıklamasında sadece Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı refere edilmiştir. Bu durumda ihtiyaçtan mı vazgeçilmiştir? Yoksa öncelik Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na mı verilmiştir?

 

Müşterek Çalışma / Teknoloji Transferi

 

Milli Savunma Bakanlığı’nın 21 Haziran tarihli açıklamasında “Böylece Türk savunma sanayiinin ulaştığı teknolojik düzey daha ileriye taşınacak ve TSK’nın ihtiyaçlarının yurtiçi olanaklarla karşılanma düzeyi artacak” ile kastedilen, yerli bir Ar&Ge midir?

 

Thales ile Aselsan’ın birlikte çalışması söz konusu olacak mıdır? Thales’in TULGA adını verdiği Hava Savunma Sistemi baz alınacak mıdır? Thales ile Aselsan arasındaki müşterek projeler dahilinde Türkiye’ye bir teknoloji transferi söz konusu olacak mıdır? Thales’in TULGA çalışmaları hangi safhadadır ve bulundukları safha “Süreler” başlığında sorduğumuz soruların yanıtlarını olumlu yönde ve Türkiye’nin lehinde etkileyecek midir?

 

Hangi kritik teknolojiler yerli imkanlarla geliştirilecek, hangi kritik teknolojilerde yabancı firmalardan destek/bilgi/teknoloji transferi yapılacaktır?

 

Önümüzdeki süreç

 

Önümüzdeki süreç, yukarıda yanıtları aranan sorulara yanıtların alınacağı bir dönem olacaktır.

 

SSM’nin, dört yıllık bir ihale/teklif sürecinden sonra Aselsan ve Roketsan ikilisine güvenmiş olması, hem yerli firmalarımızın prestiji, hem de milli özgüvenimiz açısından olumlu bir gelişme olmakla beraber, stratejik önem/geliştirme süresi indeksi tanımlayarak bu indeksi hesaba katarsak, sistemleri envanterimize dahil etmek ve hizmete sokmak için zamanın daraldığı söylenebilir.

 

Bu yüzden kısa vadede bakıldığında Aselsan ve Roketsan’ın efektif bir yol haritası belirlemeleri önem arz edecek, uzun vadede bakıldığında ise Aselsan ve Roketsan’ın söz konusu sistemin tasarım, geliştirme ve entegrasyonunda başarılı olması halinde Türk Savunma Sanayii, bir süredir yükselttiği konum ve prestijini çok daha yüksek konumlara taşıyacak ve erişilecek başarı akabinde uluslararası pazarlar bulmada da muvaffak olunursa savunma sanayii ihracatında ülkemizin konum ve durumunu bugün olduğundan daha farklı bir noktaya taşıyacaktır.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir