THY’nin yeni uçuş emniyet filmi geçtiğimiz hafta gündeme bomba gibi düştü. Gündemde yer etmesi normal, zira film boyunca görünen futbolcular dünyanın tanıdığı, bildiği futbolcular. Üstelik yaramaz çocuklar şeklinde nitelendirilmişler ve afacan çocuklar gibi ellerine geçirdikleri şeyleri amaçları dışında kullanıp, oyun haline getiriyor, ve konuşan kadın tarafından da sürekli uyarılıyorlar.
Benim düşüncem, filmin gerçekten de oldukça eğlenceli olduğu yönünde.
Ayrıca olayı bir pazarlama stratejisi olarak nitelendirirsek eğer, oldukça da başarılı, çünkü aslında THY daha önce gerçekleştirdiği sponsorlukları bu defa kendi yolcusuna tekrar servis ediyor.
Biraz daha açmak gerekirse, THY’nin Manchester United ya da Barcelona’ya sponsor olması basın organlarında bir-iki hafta kalıp geçmiş, Türkiye’de ya da söz konusu ülkelerde yaşamayan, ya da ilgili takımları takip etmeyen kişilerce gözden kaçırılmış ve unutulmuş bir husus olabilecekken, şimdi nerede olursa olsun THY uçağına binen herkes THY’nin reklam gücüne şahit olacak, konuyla ilgili birileriyle iki üç laf etse ya da birazcık araştırsa THY’nin sponsorluklarından da haberi olacaktır, çünkü bu film her uçuştan önce dönüyor olacak, dolayısıyla sürekli gündemde de olacak.
Bu yıldız futbolcuları bir araya getirip, böyle bir video çektirmenin önemli bir bütçe gerektirdiğini söylemeye gerek yok. Ancak atılan taşın ürkütülen kurbağaya değip değimediğini iyi idrak etmek gerek:
Her şeyden önce az önce de belirttiğim gibi, THY reklamın reklamını yapıyor, “dünya markası gibi davranmak” konusundaki davranış biçimlerini pekiştiriyor. (Bunu ağırlıklı olarak stratejik pazarlama alanında yaptığını, diğer konularda da en az stratejik pazarlamada olduğu kadar bir dünya markası gibi davranması gerektiğini daha önce farklı yazılarımızda vurgulamıştık)
Öte yandan, çoğunlukla “aynısı(!)” olduğunu düşünerek artık emniyet videolarını hiç izlenmeyen, kendine ya da sorunsuz geçen hayatına güveni yüksek olup bu tip emniyet uyarı ve videolarına prim vermeyen tip insanları tekrar ekrana çekmek, havacılık kültürüne ve bu kültürün yolculara aşılanmasına yaptığı katkı açısından önemli bir uygulama.
Ve THY’nin İngiltere pazarı… THY için İngiltere pazarı Avrupa için Almanya’dan sonra geliyor. Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte uçuş sayıları zaten arttırıldı. Bilindiği üzere 777’lerle verilen First Class sınıfı da içeren uçuş hizmeti Londra’yı da kapsıyor. Ortadoğu, Ortaasya ve uzak doğu uçuşları İstanbul üzerinden gerçekleştirilmek üzere, THY’nin İngiltere pazarındaki transit yolcu payı %40’ın üzerinde. Anadolujet de Ankara’dan İngiltere’ye yolcu taşımaya devam ediyor.
Yani özetle, hem sponsorlukların pekiştirilmesi ve dünya markası imajının tazelenmesi, hem havacılık kültürünün gelişmesi, hem de İngiltere pazarına daha fazla nüfuz edilebilmesi için bu tip bir emniyet filminin yapılmasının tam isabet olduğunu söyleyebiliriz.
Zaten “reklam ve sponsorluklar”ın pazarlama biliminde adı “tutundurma” çalışmalarıdır. Yani THY’nin İngiltere ve tabi ki takımların büyüklükleri de düşünüldüğünde Avrupa pazarında tutunması için bu tip faaliyetlerde bulunması gerek. Bu uzun değil, orta vadede bile son olmayacaktır, ve yakın zamanda gerisi de gelecektir diye düşünüyorum.
Düşünen ve emeği geçenleri tebrik ederim.
İyi haftalar.
İşte o film:
Bir yanıt yazın