Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün “100’den fazlası göklerde” demeci bir çok yerde haber oldu.Aynı demeç içerisinde daha önceden dışarıdan aldığımız ama artık üretimini gerçekleştirdiğimiz bir kaç savunma aracından da bahsetmiş.
Sn. Gönül’ün neden bahsettikleri elbette önemli, ama sanırım bizler zaten takip ettiğimiz için –ya da en azından ben- haber ve içerdiklerine değil de daha çok altındaki yorumları okuyoruz.
İnsan bu yorumları görünce üzülüyor.
Aslında internetin insanlara, gazetecilere ve diğer okurlara sağladığı en önemli faydalardan birisi, ülkede olan olaylara, yapılan haberlere, verilen demeçlere halkın tepkilerini anında ölçebilmek, görebilmek…
Eskiden bir haberin yarattığı etkiyi ölçebilmek için mütemadiyen kamuoyu araştırmaları yapılır, halka mikrofon uzatılarak görüşleri alınırdı. Hatta bazı TV programlarının teması, konsepti bu olur ve kamuoyuna sunulurdu böylelikle.
Şimdi halkın nabzını tutmak kolay. İnternet gazeteciliği bunu oldukça mümkün kıldı. Bir haber yapın, altına insanlar yorum yazsın. Tabi siyasi haberler gerçek anlamda fikir vermiyor. Fikir ve ideoloji partizanlığı her yerde kendisini gösteriyor. Yanlış yapanın taraftarları illa ki yanlışı doğru göstermek peşinde, doğru yapanın karşıtları da durumu illa ki yanlışlama peşinde.
Demiştim az önce: İnsan bu yorumları görünce üzülüyor.
Sözgelimi yukarıda bahsettiğim habere insanların ortalama tepkileri şöyle:
İyimserler ülkede çok güzel şeylerin olduğunu düşünüyorlar ve coşkulu yazıyorlar.
Kötümserler ise haberin tutulacak iyi ve güzel yanını bırakmadan vuruyorlar.
İyimserlere “fazla iyimserliğin eksikleri görmeye engel olabileceği” uyarısından başka sözüm yok (Maalesef bizim ordumuzun hala bazı büyük eksiklikleri, kendisi üretmese bile bir an önce tedarik etmesi gereken bazı ihtiyaçları vardır).
Kötümserlere ise daha kısa, ama anlamı daha derin bir kelime söylemek istiyorum: “İnsaf”.
Kötümser vatandaşlarımızın bu haberin altına “Bu uçakların her şeyi yurtdışından geliyor ve burada monte ediliyor” savlarının temeli tamamen bilgisizliğe dayanıyor.
Bu bilgisizliğin suçunu belki bizlerde aramak gerek. Belki bizler milli başarı öykülerimizi haberlerimizde, köşelerimizde daha sık anlatmalı, daha çok bahsetmeliyiz, fakat illa ki bizim anlatmamıza da gerek yok. İnternet nasıl kamuya kamunun nabzını tutma şansı sağladıysa, bilgiye çabucak ve hızlı ulaşma şansını da tanıdı. Ancak toplum olarak “sadece konuşma” sevdamızı yenmenin deveye hendek atlatmaktan zor olduğunun da farkında olarak yine de ben görev biçeyim kendime ve temel bilgileri hemen vereyim:
Sn. Vecdi Gönül’ün bahsettiği mini insansız hava araçları uzun yılların emeğinin ürünü, benim de hem öğrenciyken, hem de iş yaşamındayken katkıda bulunamasam da tüm adımlarına şahit olduğum ve gurur duyduğum, Baykar Makina’nın sıfırdan başlayarak, %100 yerli kaynak ve yerli beyin gücüyle araştırma, geliştirme ve üretimini gerçekleştirdiği Mini İHA’lar.
Bundan dört sene önce 76 adet olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından satın alındı. 2007’de benim de Baykar Makina’da çalıştığım dönemde Kale Savunma işbirliği ile seri üretimine geçildi ve teslimatlarına başlandı (Yanlış anlaşılmasın: Ben o dönemde Baykar Makina’da kısa süreli bir dönem çalışırken İnsansız Helikopter Sistemleri üzerineydi görevim. Bir gurur tablosu olan Mini İnsansız Hava Aracı’nda çalışma onuruna maalesef erişemedim).
Otopilotun bir yemek tepsisi boyutunda olduğu zamandan, onun neredeyse iki kibrit kutusu boyuna küçüldüğü zamana kadarki sürecini bilirim. Oradaki insanların sabah yediden gece 3’e kadar çalışıp, belki tüm hafta içi orada uyuduğunu da bilirim. Ortada buna cesaret edebilmiş koca koca firmalar yokken, otomotiv sahasında yürüttüğü faaliyetlerle iyi kötü kazanan bu insanların, ellerini taşın altına nasıl koyduklarını da gördüm, şahit oldum.
Oradaki emek, özveri, çaba, iki okurun “hepsi montajdır” diye yok sayacağı, aşağılayacağı bir şey değildi.
İnsan üzülüyor işte.
Bu iş partiler üstü bir iş. Ölüm kalım meselesi ideolojilerin, hükümetlerin, konjonktürün varlığına bağlanamayacağı gibi değişmesine de bağlanamaz. Bakanın partisini sevmeyebilirsiniz, görüşlerini de sevmeyebilirsiniz (zira Baykar Makina’nın çalışmalarının temelleri AKP hükümetinden eskiye dayanmaktadır) ancak o parti, bu parti önemi olmadan, -zaten savunma projeleri genelde partilerin ömürlerinden daha uzun planlara dayanır- ülkemizde de bir şeyler yapılabileceğine, ve iktidar kim olursa olsun onun yapması gerektiğine inanın artık.
Yoruldu parmaklarımız.
Bir yanıt yazın