Hayvanların bilişsel yetenekleri sandığımızdan çok daha azdır. Hatta bir çok bilişsel yetenek sanılan davranışların şartlanma davranışı olduğu ortaya çıkmıştır.
Örneğin bir kaz yuvasından çıkan bir yumurtayı yuvarlamak suretiyle tekrar yuvasına taşır. Yapılan deneyler göstermiştir ki; bu hareket bilişsel bir hareket değildir. Kaz gagasıyla yumurtayı çekerken yumurtanın alınması halinde kaz hareketine devam eder, olmayan bir yumurtayı yuvaya koyar ve olmayan bir yumurtanın üstüne kuluçkaya yatar. Yani bu hareketi sırasında bilişsel bir süreç olmadığı gibi yumurtanın orada olup olmadığını kontrol eden bir kontrol sistemi de kodlanmamıştır. Ayrıca yapılan denetler göstermiştir ki, kazlar yuvarlak ve beyaz olan her nesneyi yumurta olup olmadığına bakmaksınız yuvaya taşımaktadır. Beyindeki yerleşik sistem, beyazlık ve yuvarlaklığa göre bir mukayese sistemidir.
Yavru kuşların da gagaya benzer herhangi bir nesnenin kendilerine yaklaştırılması halinde anneleri gelmişçesine ağızlarını açıp yemek beklediği gözlenmiştir. Yine yapılan deneylerle sivrilik, gaga rengi gibi parametrelerin bu hareketi tetikleyemeye yeterli olduğu görülmüştür.
Benzer bir örnek de kedilerdir. Bilişsel düzeyleri yüksek olan kedilerin de benzer davranışları vardır. Yemek yedikten sonra parke üzerinde kum varmışçasına onu kapatmaya çalışan kedileri görmüşsünüzdür. Kedinin bu hareketinin temelinde orada toprak ya da kum olup olmadığına dair bir kontrol yoktur.
Canlıların çok azının yansıma görüntüyü anlamlandırabildiğini biliyor muydunuz? Karga ve insan gibi çok az zeki varlık aynadaki görüntülerinin kendilerinin görüntüsü olduğunun farkına varabilir.
Yine canlıların ancak bir kısmı şeffaf cisimlerin varlığının farkındadır. Sineklerin ve bir çok böceğin camlarla bir problemi yoktur. Birçok kuşun ilk seferde olsa da gelişmiş sinir sistemleri sayesinde camın varlığını öğrenirler. Ancak camı algılayamayan, anlamlandıramayan ve öğrenemeyen böcekler için durum farklı.
Baharın gelmesiyle pencereleri açtığımız şu günlerde eve de çeşitli uçan varlıklar doluyor tabi.
Geçtiğimiz günlerde türünü bilmediğim bir böcek ofisime misafir olmuştu. İçerideki sürekli vızıltıdan bunu anlamak zor değildi. Böceğin sürekli vızıldamasını sebebi, camın arkasında gördüğü yere sürekli uçmak istemesi ancak camın varlığından dolayı bunu asla becerememesiydi.
Muhtemelen böceğin yerleşik sistemi, gördüğü yere uçma çabasının yanı sıra hareketinin engellenmesi halinde biraz daha sağa ve/veya alta kayarak denemek üzereydi. Bu yüzden böcek, yanlışlıkla girmiş olduğu odadan geri çıkmak isterken pencere çerçevesinin sol kenarıyla karşılaşmış, daha sonra sağa gitmek istemiş, geçememiş ve sürekli sağ tarafa gitme arzusu ile pencerenin sol kenarına kadar gelmiş, artık gidecek başka bir yer olmadığı için o kenarda hiç bitmeyen denemelere başvurmak zorunda kalmıştı. Özetle pencerenin sağ alt köşesinde sürekli olarak dışarıya çıkmayı deneyerek cama çarpan bir böcek vardı.
Ben durumu anlamaya çalışıp bu yazının içeriğini oluşturan her şeyi düşünürken, enerji rezervlerini tüketerek bayıldı. Muhtemelen de akabinde canlılığını yitirdi. Kıssadan hisse şu ki, varkalım mücadelesinde öğrenilmemiş durumlarla karşılaşıldığında en az zeka ve biliş kadar bilişsel olmayan davranışların da önemi vardır.
İyi haftalar
Tevfik UYAR
Bir yanıt yazın