Candan Karlıtekin’in istifasının ardındaki sebepler hakkında iddialar ve dedikodular bitmiyor. Sonuncusu da Milliyet gazetesinden geldi. İddiaya göre, Candan Karlıtekin, uçak alımlarında TAI için offset anlaşması talebinde bulunan Milli Savunma Bakanlığı’nı şirketin halka açık bir şirket olması dolayısıyla reddetmiş.
Yine gazeteye göre bu reddin gerekçesi de, söz konusu işlemin SPK kurallarıyla uyumlu olmadığı yönünde. Daha doğrusu bu payın THY lehine kullanılmaması, “SPK kurallarına muhalefet” olarak adlandırılmış.
SPK’nın ilgili kuralları halka arz olan şirketlerin offset gibi, başka firmalara kazanç sağlayan anlaşmalar yapmasını engellememekte; ancak belli başlı bazı şartlar koymakta: Bu kararın genel kurulda alınması ve kamuyu aydınlatma platformundan hissedarlara duyurulması gerekmekte.
Yani THY’nin TAI üzerinden offset anlaşması yapmasıyla ilgili, SPK kanadından bir sıkıntı yok. Candan Karlıtekin’in durumu etik bulmaması ise yadırganacak bir durum değil. Neticede her Yönetim Kurulu’nun bu tarz bir üst yönetim kararı konusunda kendisine ait fikirleri olabilir.
Belki de burada Candan Karlıtekin, “Niçin TAI? Offset anlaşması “Türk Havacılık Endüstrisi Firmaları” şeklinde de olabililir” tabanlı bir karşı çıkış yapmıştır, o başka. Gerçi, birisi kamusal kimliğini değiştirmiş olsa da ulusal havayolu firmamız, bir diğeri ise kamusal kimliği olmasa da ulusal havacılık endüstrimizin lokomotifi. TAI de zaten bir çok projede ana yüklenici olarak iş kalemlerini alt yüklenici KOBİ’lere aktarıyor. Yani bir nevi endüstrinin abisi…
Fakat; naçizane fikrim THY’nin yüklü uçak alımlarında mutlaka ve mutlaka offset anlaşması yapmasıdır. Candan Karlıtekin’in de ifade ettiği iddia edildiği gibi; böyle bir anlaşma uçakların maliyetini bir miktar arttırabilir. Fakat; diyelim ki yarım milyon dolar arttırsın: 20 uçak için 10 milyon dolar… Barcelona’ya ne kadar verilmiş? 9 milyon dolar. Bir o kadar da Manchester United…
Reklam bütçesi ile demirbaşlara ayrılan bütçenin farklı olduğunun farkındayım; fakar rakamlar karşılaştırıldığında, en azından ülke ekonomisine katkı sağlayacak bu tarz bir girişimin yaratacağı “bir sponsorluk gideri” kadar tutarı da göz artı etmek gerek…
Kesin çözüm: Müşterek Yatırım
Gerek SPK’nın Kurumsal Yönetişim kurallarının getirdiği kısıtlar, gerekse hisse sahiplerinin haklarının korunmasında ortada soru işareti bırakmamak, gerekse ulusal ekonomimizin sağlayacağı fayda düşünüldüğünde aslında oldukça iyi bir çözüm var: Müşterek Yatırım
THY dikey entegrasyon ile teknik, yakıt, ikram, yer hizmetleri alanlarına zaten geçti. THY Teknik A.Ş ise PART 21 alma hazırlığı içerisinde… THY Teknik’in dikey entegrasyonla geçmediği tek bir alan kaldı: O da Üretim.
Şu halde; zaten Airbus ve Boeing sivil ticari uçak projeleri için parça üretmekte olan TAI ile THY ya da daha münasipi THY Teknik bir müşterek yatırım (joint venture) oluştursa…
THY uçak alımlarında offsetlerini böylelikle kendi ortağı olduğu bu firma üzerinden gerçekleştirse…
Böylece hem ülkemiz kazansa, hem THY büyüse, (hem de Yönetim Kurulu Başkanları istifa etmese), güzel olmaz mıydı?
Bu arada; Candan Karlıtekin’in sadece bu konu sebebiyle istifa etmiş olabileceğini düşünmek biraz dar düşünmek olur. Bu ve benzeri bir çok ihtilafın istifa zeminini hazırladığını düşünmek daha mantıklı…
Tevfik Uyar
Bir yanıt yazın