Türklere vize çıkmazı

Her zaman bizim vatandaşımızın Avrupa’ya vize almak konusunda çektiği sıkıntının yanında avrupalıların özel bir mutabakat sayesinde sadece kimlikleriyle ülkemize girebilmesine imrenmişimdir.

Son günlerde “Vizesiz Almanya” haberlerinden de feyz alarak bu hafta çeşitli örneklerle Türk vatandaşının vize çilesini ortaya koymaya çalışacağım.

Tek taraflı zorluk

1 Aralık 1961 tarih ve 10972 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Avrupa Konseyi Üyesi devletler Arasında Kişilerin Seyahatleri ile ilgili Avrupa Anlaşmanın 1/1 Maddesi, Avrupa konseyi üyesi ülke vatandaşlarının pasaport yerine kimlik kartlarıyla seyahatleri serbest kılınmıştır. Yani Avrupa Konseyi Üyesi bir ülkenin vatandaşı sadece kimlik kartı ile ülkemize elini kolunu sallaya sallaya girebilmektedir. Türkiye`nin vize uyguladığı ülke vatandaşları, dış temsilciliklerimizden vize alabilecekleri gibi sınır kapılarından bandrol alarak da Türkiye`ye giriş yapabiliyor.

Turizm açısından faydalı olacağı düşünülen bu uygulama eminim ki faydalı da olmuştur, ancak kendi vatandaşımızın işbu ülkelere girmekte çektikleri sıkıntılar tek taraflı tavizin / tek taraflı zorluğun varlığını şiddetle hissettirmektedir; çünkü aslında, az önce yukarıda da bahsettiğim giriş kolaylığının yukarıdaki gibi olmasa da, 1963 tarihli Ankara Anlaşması ve 1973 tarihli Katma Protokol ile Türk vatandaşlarına da tanınması gerekiyor. Daha doğrusu, o tarihte alınan kararlardan daha zor bir vize alma süreci belirlenmemesi gerekiyor. Yani Avrupa Toplulukları Adalet Divanı kararları gereği, AB üye ülkeleri yukarıda sözü edilen anlaşma hükümlerini uygulamakla yükümlü ve sözkonusu hükümlerin uygulanması için üye ülke parlamentolarının ayrıca düzenleme yapmasına gerek yok. Türk işadamları açısından da bu anlaşmalarda mevcut durumun kötüleştirilemeyeceğine ilişkin bir kural mevcut. Ankara Anlaşması’nın 13.ve 14. maddeleri, 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokolün 41/1 maddesi ve 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının 13. maddesinde yer alıyor.

Çıkarılan bu zorlukların çeşitli sebepleri olabilir. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere bir çok ülke giden vatandaşlarımızın bir şekilde orada yaşamaya başlayacağı endişesiyle hareket ediyor. Bugüne dek çeşitli yollarla Avrupa’ya giriş yapıp bir şekilde orada kalmayı başarmış, “Formalite Evliliği” adı altında evlilik icat ederek, orada kağıt üzerinde yapılan bir evlilik ile oturma ya da vatandaşlık hakkı elde etmiş bizleri de sütten çıkma ak kaşık olarak görmemek gerek. Fakat bu korkunun paranoya seviyesine çıkması ve şiddetli bir önyargıyı beslemesi, bu kadar hakkın ihlaline ve ikinci sınıf muamele görmeye sebep olmamalı.

Ankara Ticaret Odası’nın 2006 yılında hazırlamış olduğu “Vize Çilesi” raporu tüm bu anlatılanları güzel bir şekilde gözler önüne seriyor.

Şimdi dilerseniz, yapmış olduğum araştırmaları bu raporda sunulan bilgiler ile birlikte size aktarmaya çalışayım ve vize çilemizin ne boyutta olduğunu görelim:

İstenilen belgeler güruhu

Türk işadamları ve serbest meslek mensuplarının ticari amaçla yurtdışına yapacakları seyahatleri, öncesinde büyük bir belge hazırlama süreci ile başlıyor. ATO’nun 2006 yılında hazırladığı rapora göre, bazı büyükelçilikler, vize başvurusunda bulunan Türk işadamlarından 26 çeşit belge istiyorlar. Ancak 2006 yılından bu yana bazı büyükelçilik ve konsolosluklarda yumuşatma yapılmış. Ancak bu yumuşatma ilk başvuru için geçerli. Yani en başta çok sayıda belge götürmeseniz bile daha sonra sizi randevuya çağırıp yanınızda kalan belgelerin tümünü getirmenizi isteyebiliyorlar.

Bu belgeler tamamlansa bile hiçbir gerekçe belirtilmeden vize istemi reddolunabiliyor. Üstelik işadamlarının, ülkelere göre bazı değişiklikler gösterse de büyükelçiliklerden veya konsolosluklardan vize alabilmeleri için öncelikle kendilerini davet ettirmeleri gerekebiliyor. Davet mektubu olmazsa vize ihtimali çok düşük.

Büyükelçiliklerin vize başvurusu için istedikleri belgeler şunlar:

`Vize tarihinin bitiminden itibaren 6 ay süreyle geçerli olacak pasaport ve fotokopisi, gidilecek ülkedeki şirketten gelecek davetiyenin aslı, müracaat formu, arkası beyaz fon olan vesikalık fotoğraf, otel rezervasyonu belgesi, uçak, otobüs veya tren bileti, banka hesap cüzdanı fotokopisi ve üç aylık hesap hareketini gösterir belge, SSK`dan belge, Bağ-Kur`dan belge, ticaret odası sicil kayıt sureti, vergi levhası, imza sirküleri, ticaret sicil gazetesi fotokopisi, tapu fotokopisi, seyahat süresini kapsayan 30.000 Avro`luk teminatlı seyahat sağlık sigortası 4 aylık sigorta bildirgesi fotokopisi, son üç aylık bordro fotokopisi, kredi kartı ekstresi,.`

Randevu zamanı şartı ve zaman darlığı

Tüm bu belge isteklerinin yanısıra vize için yapılacak başvuru için bir de randevu almak gerekiyor. Bu randevular öyle geniş bir zaman aralığına yayılmış halde değil. Örneğin Hollanda Büyükelçiliği bu saatleri 08.45 ile 09.15 arasındaki yarım saati belirlemiş durumda. Diğer büyükelçilikler de işadamlarının vize başvurusu için sınırlandırılmış saatlerde hizmet veriyor. Bu saatler dışında arayanlara randevu verilmiyor. Vize başvurusunda bulunacak işadamlarının, randevu saatinde, istenen tüm belgeleri eksiksiz bir şekilde yanlarında bulundurmaları gerekiyor.

Yüksek vize ücretleri

Vize başvurularının neredeyse hepsinde konsolosluk tarafından ücret alınıyor. Örneğin, ABD vizesi için öncelikle elçilikten randevu almak gerekiyor. Ancak randevu için de 16 Amerikan Doları karşılığında bir PIN numarası almak gerekiyor.

Schengen vizesi içinse istenen ücret tam 60 Avro. Yani bugünü kuruyla hemen hemen 130 YTL. Kabul olsun ya da olmasın vize başvurusu için bu parayı yatırmanız gerekiyor. Kabul edilmezse de geri dönüşü yok. Üstelik bu Avrupa’da neredeyse sadece Türkiye’ye özgü bir ücret çünkü Avrupa komisyonunun 1 ocak 2007 tarihinden önce vize konusunda sağlanacak kolaylıklar için anlaşma yapmış olduğu ülkeler olan Arnavutluk, Bosna-Hersek, Moldova, Karadağ, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna’nın (10 gün içinde) kısa süreli ziyaret için vize başvuru dosya masrafları 35 Avro olarak sabitlenmiş.

Dil ve kültür şartları

Yine ATO’nun raporundan aktarıyorum:

Çin vizesi alabilmek için de Çince bilmek ya da Çince bilen birinden yardım almak gerekiyor. Çünkü, Çin Büyükelçiliği`nin vize talep formuna, vize almak isteyen kişi adını Çince karakterde yazmak zorunda.

Fransa Büyükelçiliği`nin vize talep formu da Fransızca hazırlanmış. Bu formu doldurmak için de Fransızca bilmek ya da bilen birinden yararlanmak gerekiyor. (Burada eklemeliyim ki; bir adet de –sağolsunlar- aynı formun Türkçesinden hazırlamışlar, ancak doldurma işlemini Türkçe forma yaapmıyorsunuz. Sadece ona bakıp, anlamadığınız soruların Türkçesini okuyorsunuz. Halbuki form Fransızca soruların altında küçük puntolarla Türkçe’leri olacak şekilde de hazırlanabilirdi.)

İtalyan vizesi alacaklar için, İtalyan şirketinin davetine ek olarak bu şirketin İtalya`daki ticari sicil kayıt (visura camerale) belgesinin de elçiliğe fakslanması gerekiyor. İlgili ülkelerin büyükelçilikleri veya konsoloslukları, işadamlarından her zaman yeni belge isteme hakkına sahip olduklarını da vize bilgilerini içeren bilgi metinlerinde yer veriyorlar. İşadamı, istenen tüm belgeleri tamamlasa da büyükelçilikler vize vermeme veya ilgili ülke sınırından içeri sokmama hakkına sahip ve bu ülkeler vize vermeme nedenini açıklamak zorunda olmadıklarını da bilgi metinlerinde belirtiyorlar.

Gereksiz fotoğraf standartları

Özellikle 11 Eylül terör eylemlerinden sonra terörizm paranoyası yaşayan ülkelerde fotoğraf standartları çok ağır. ABD Büyükelçiliği vize başvurusunda bulunanlara 9 maddelik bir fotoğraf kriteri sunuyor. Konsolosluk sayfasından aynen aktarıyorum:

Fotoğrafınız kesin olarak belirlenmiş kurallara uygun olmalıdır. Fotoğrafta aranılan kurallar şunlardır:

1. Fotoğraf son 6 ay içinde çekilmiş olmalıdır. Tüm yüzü kaplayan fotoğraf direkt kameraya bakar şekilde çekilmiş olmalıdır.
2. Yüz, fotoğrafın yaklaşık yüzde 50’sini kapsamalıdır.
3. Fotoğrafın arka fonu beyaz renkte olmalıdır.
4. Fotoğrafın boyutları 50 mm x 50 mm olmalıdır ve baş fotoğrafın ortasında yer almalıdır. Saçın üst kısmından çenenin alt kısmına kadar olan baş mesafesi/uzunluğu 25 mm – 35 mm olmalıdır. Göz seviyesi de fotoğrafın alt hizasından itibaren 28 mm – 35 mm olmalıdır.
5. Fotoğraf başvuran kişiyi açık şekilde tanımlamalıdır.
6. Başvuru sahipleri düzgün giyinmiş olmalı ve şapka ve benzeri aksesuarlar takmamalıdır. Üniforma ya da başvuru sahibinin saçını veya başka özelliklerini kapayacak eşarp, baş örtüsü giyilmemelidir. Eğer başvuru sahibi baş örtüsü giymek zorunda ise, fotoğrafta iki kulak ve alın açıkça görünmelidir.
7. Fotoğraf çerçevesiz basılmalıdır.
8. Arka fonu desenli veya koyu renkli fotoğraflar kabul edilmez.
9. Hızlı çekim fotoğraflar yada dijital kalite fotoğraflar kabul edilmemektedir. Fotoğraflar, standart muamele gerektiren film kullanılarak, standart tek lens refleks tipi fotoğraf makinesi ile çekilmelidir.

ABAD kararı ve Almanya uygulaması

Bildiğiniz üzere şu günlerde Almanya’nın Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) kararı gereği yeni bir uygulamaya geçtiği haberleri yapılıyor. Bu haberlerde “Vize Muafiyet Belgesi” adı altında gerçekleştirilecek yeni uygulamanın detayları anlatılıyor.

ABAD tarafından yayınlanan genelgeye göre, daha önce satılmış aletlerin montajı, tamiri, revizyonu ve benzeri çalışmalar için Almanya´ya giden Türk firmalarının çalışanları, taşımacılık sektöründe çalışanlar, bilimsel seminer, sanat ve spor faaliyetleri gerekçesiyle seyahat edenler vizesiz Almanya´ya gidebilecek. Ancak giriş yine de bir prosedüre bağlanmış. Artık “vize başvurusu” yerine “vizeden muafiyet başvurusu” söz konusu. Yine belge doldurulacak, yine istenen evraklar verilecek, ancak bu defa 1973’lerdeki şartlar geçerli olacak. Yani kuyruk beklemek olmayacak; dar zamanlı randevular ve çeşit çeşit belgeler istenmeyecek. İstenen belgeler ise özel hayat ve mahremiyete dokunmayacak. (Yani mal varlığı beyanı, kredi kartı ekstresi gibi, içeriğinde özel ve saklamak istediğiniz bilgilerin de bulunabileceği belgeler istenmeyecek). Kısacası 1973’ten beri elde etmiş olduğumuz hak ilk kez yürürlüğe girecek ve söz konusu genelgeye şimdilik sadece Almanya uysa da, gerekli baskı yapılırsa Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İtalya, Portekiz, İspanya, Danimarka ve İngiltere de uyacak.

Kıssadan hisse

Yine haberlerden okuduğunuz gibi bu gelişme bir tır şöförünün hukuk mücadelesi sonucunda gerçekleşti. Yani Türkiye Cumhuriyeti hükumetleri bugüne dek bu konudaki haklarımızı elde etmek için herhangi bir girişimde bulunmamış. Ne yazık…

Sadece vize alanında olmamak üzere bir çok hususta edinilmiş ama uygulamaya konmamış haklarımız da mevcut; ancak stratejik meselelere girmeye gerek yok.

Bu haftaki yazımı daha önce konuya hassasiyetle yaklaşmış olan ATO Başkanı Sinan Aygün’den bir inciyle kapatmak istiyorum:

`Türkiye 10 yıldır Gümrük Birliği üyesi, malların serbest dolaşımı var. İşadamları mallarını satmak için dolaşamadıktan sonra malların serbest dolaşımı ancak Türkiye`nin ithalatını patlatır`


Yorumlar

“Türklere vize çıkmazı” için 2 yanıt

  1. Yani ne diyeyim. bir Türk olarak gerçekten üzüntü verici.

  2. Husun avatarı
    Husun

    Merhaba Tevfik bey,
    Bu güzel yazınızda, avrupanın vize eziyetine getirdiğiniz eleştirel yorumlarınızı çok beğenerek ve katılarak okudum. 2 yıldır Almanya’ya öğrenci, üstüne üstlük bursiyer statüsünde bile vize alamayan birisi olarak benim duygularımın aynası olmuşsunuz adeta.
    Yazınızdan dolayı tebrik ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir