Hayalkırıklığına sebep olan Airshow eleştiri oklarına hedef oluyor… Peki Ankara Havacılık için önem taşıyamayacak mı?
Geçtiğimiz hafta THK’nın Türkkuşu tesislerinde gerçekleştirilen Airshow Havacılık Fuarı akıllara iki soru getirdi: “Ankara Havacılık için önem taşımıyor mu?”, “Türkiye’ye iki Havacılık fuarı fazla mı?” Bir yanda ülkenin ticari başkenti, en kalabalık nüfusa sahip şehri, üretim, ithalat ve ihracatın, turizmin batı merkezi İstanbul var. Diğer yanda ise bürokrasinin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, doğrudan ya da dolaylı olarak TSK ile iş yapan ya da kısmen ya da tamamen TSK tarafından kapsanan / desteklenen firmaların yer aldığı Ankara var. Üstelik bu şehir, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti. Ancak görülüyor ki, Türkiye’nin başkenti Ankara’da gerçekleşen bu fuar, ne halktan, ne yerli firmalardan, ne de uluslar arası devlerden ilgi görmüş değil… Bu sebepleri elbette irdeleyeceğiz, ancak bir yandan da bardağın hem dolu hem de boş taraflarını da görmek lazım.
Değerlendirmelerimi daha sistematik olması amacıyla ne olduğu ve ne olması gerektiği yönünde ikiye ayırdım:
Neydi?
Katılıma yerli firmalardan düşük talep
Türkiye’nin başkentinde yer alan askeri kurumları fuarda göremedik. ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi askeri havacılık firmalarının en azından sivil alanda da kullanılabilen çok amaçlı ürünlerini sergilemek adına orada olabileceği herkesin beklentileri arasındaydı. Merkezi Ankara’da olan, bir çok uluslar arası projeye iştirak eden, Türkiye’nin nadir yerli tasarım ve üretim projelerinin sahibi olan TAI de orada bulunmuyordu. Yine Eskişehir’de bulunan ve geçtiğimiz aylarda birlikte dev havacılık projelerine iştirak etmek isteyen Eskişehir Sanayi Odası firmaları ve Türkiye’nin motor devi TEI de ortalıklarda yoktu. Ankara merkezli olup havacılık alanında dev yazılım projelerine imza atan bilgi işlem firmalarına ait hiçbir stand da alanda yer almıyordu.
Bu firmaların olmaması akıllara birkaç soru getiriyor. Yeteri kadar tanıtım yapılmadı mı? Standlar için izlenen fiyat politikası özellikle devlete bağlı ya da yarı özel firmalar için eşiğin üzerinde miydi? Bu firmalar fuar için ayırdıkları bütçelerini AIRSHOW’un geçen sene de sönük geçmesi üzerine diğer fuarlara mı kaydırdılar? AIREX’in üzerinden yarım yıl bile geçmemesi firmaların enerjilerini ve bütçelerini zorladı mı? Uluslar arası katılımın düşük olması uluslar arası piyasada oyuncu olmayı hedefleyen firmalar nezdinde fuarın cazibesini mi düşürdü?
Muhtelemen yukarıdaki soruların çoğunun yanıtı bazılarında kısmen de olsa “Evet” olacaktır. Bunun yanı sıra fuarın hemen Ramazan ayı ve bayram ertesine gelmesi de katılımda olumsuz yansımalarda bulunmuş olabilir. Ramazan ayını ve bayramı yoğun geçiren firmalar dinlenme sürecine girmişken, Ramazan ve bayramdan olumsuz etkilenen firmalar ise kayıplarını telafi etmek için kendi içlerinde hızlı bir çalışma dönemine girmiş olabilirler. Özellikle askeri firmaların hava-kara-deniz üçlemesini içinde barındıran savunma fuarı IDEF’e diğer fuarlara verdikleri önemden daha fazla önem vermesi de katılımdaki düşüklüğün temel etkenleri arasında.
Az sayıda yabancı katılım
Airshow’un Ankara’da gerçekleşiyor olmasını fırsat olarak değerlendirmeye çalışan birkaç yabancı firmanın dışında pek uluslar arası oyuncuya rastlamadık. Her şeyden önce AIREX’te iş jetlerini sergileyen firmaları elbette Ankara’da çok da beklemiyorduk –hele ki başbakan kendi özel jetini çoktan seçmişken-. Zira iş jeti devi Bombardier bile, orman yangınlarıyla bütün yaz gündeme gelen yangın söndürme tipi uçağını Bombardier 415 (Dört on beş)’ini getirdi. Fuarın askeri nitelik kazanmamasından dolayı Boeing, Lockheed, Northrop vb. devlerin gelmemiş olması da sürpriz değildi.
Göze çarpan firmalardan birisi olan JAI ise fuarı doğru değerlendirdiğini düşünen ama pek de umduğunu bulamayan firmalardandı. Kendi geliştirdikleri ve ürettikleri ISR (Intelligence, Surveillence, Reconnaisance) –Keşif, gözlem, istihbarat- insanlı ve insansız uçaklarını tanıtmak üzere gelen firma, fuara bekledikleri yüzlerce askerle ya da üst düzey ordu yetkilileriyle karşılaşamadılar. Yedek parça ve malzeme üretimi gerçekleştiren irili ufaklı yabancı firmalar da benzer duygularla ayrılmış olmalılar.
Bardağın dolu tarafı
Bardağın dolu tarafını görmek gerekirse…
Her şeyden önce büyük fuarlarda devlerin varlıkları arasında ilgi görmeyen havacılık çalışanları dernekleri ve üniversiteler fuarın ilgi odağı olmayı, her gelence ziyaret edilmeyi ve kendilerini ifade etmeyi başardılar. Fuarın az sayıdaki standlarının %50’sini oluşturan dernekler ve okullar, yoğun olmayan iş temposu arasında birbirleri ile de çeşitli ortak faaliyetlerde bulunma kararları çıkarttılar. Fuarın tüm ziyaretçileri İTÜ’nün ve ODTÜ’nün okullarında tasarlamış ve geliştirmiş oldukları uçakların prototiplere büyük ilgi gösterdiler. Dernekler ise sivil ziyaretçiye, havacılığın neresinde durduklarını iyi bir şekilde anlatabildiler. Önceki fuarlardan bu yönüyle ayrılan AIRSHOW, ticari amaçlarla orada bulunmayan katılımcılar için iyi bir fuar oldu.
Bunun yanı sıra, gerçekleşen seminerler basın ordularınca değil, gerçekten de orada bulunan, ilgilenen, bu seminerden fayda sağlayacağını düşünen ziyaretçilerce dinlendi. Benim zevkle dinlediğim seminerlerden birisi, TÜBİTAK’ın AB 7. Çerçeve Programı kapsamında havacılık alanında yürüttüğü faaliyetlerin Türkiye’deki irtibat görevlisi olan Sn. Aziz Koru’nun görevde bulunduğu faaliyetlerle ilgili seminerdi. Uzun süredir Türkiye’deki bir çok firmanın, araştırmacının ve okulun belki de kolaylıkla faydalanabileceği fonları, destekleme projelerini ve imkanları anlatmaya, aktarmaya çalışan Koru, basının şu an önemle üzerinde durması gereken bir çok fırsattan bahsediyor, ancak benim de gördüğüm kadarıyla maalesef yeteri kadar ilgi yok; çünkü yerli firmalarımızın bundan haberi ve bilgisi de yok. Yeri gelmişken, www.fp7.org.tr adlı web sitesini bir ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Biraz araştırırsanız şu an devlerle işbirliği içerisindeki irili ufaklı yerli firmaların başarı öykülerine de rastlayabilirsiniz. Ayrıca 13-14 Kasım tarihleri arasında İzmir’de AB’nin havacılık alanındaki önemli yetkililerinin de katılımda bulunacağı uluslar arası bir konferans gerçekleşecek. İlgililerin www.izmiraerospace.com adresini de ziyaret etmeleri faydalı olabilir.
Ne olmalıydı?
Bu fuarın başkentte gerçekleştiği bilinciyle, sadece İstanbulluya değil, Ankaralıya da ulaşılmalıydı. IDEF’in de önümüzdeki sene İstanbul’da gerçekleşeceği düşünülürse Ankara öksüz bırakılmamalı. Fuarın daha çok Ankaralı tarafından ziyaret edilmesi için fuar başta Ankara’da duyurulmalıydı. Fuar alanına servis araçları da olmasına rağmen çok fazla ziyaretçi gelmedi. Bu da yeteri kadar tanıtım yapılmadığı fikrini veriyor. Ankara’nın başkent olmasının avantajı kullanılarak yurtdışında daha çok tanıtım yapılmalı, yabancı firmalar çekilmeye çalışılmalıydı…
Elbette CNR tüm bu söylediklerimizi de yapmıştır… Ancak tablo gösteriyor ki; daha fazla yapılmalı…
Tevfik Uyar
Bir yanıt yazın